Geçtiğimiz
haftalarda yayımlanan iki makalede, serbest meslek kazancının vergilemesiyle
ilgili bazı ayrıntılara yer vermiştim.
Gelen
tepkiler nedeniyle olmalı, konuyu sevdim. O zaman aynı konuya devam.
Taşıt giderlerinin indiriminde kural
ne?
Gelir
Vergisi Kanunu’nun 68. maddesi gereği, kiralanan veya envantere dahil olan ve
işte kullanılan taşıtların giderleri, serbest meslek kazancının tespitinde
gider olarak indirim konusu yapılmaktadır. Maddeye göre, indirimin koşulları
bellidir. Taşıt kiralanmış veya envantere dahil olacak ve işte kullanılacaktır.
Çalışan sayısının ve taşıt sayısının bir önemi yoktur. Taşıtın işte kullanılıp
kullanılmadığı önemlidir.
2013 ve
2014 yıllarında verilen iki özelge, okuyanların kafasını karıştırmış olabilir.
2013 yılında verilen bir özelgede, tek kişi tarafından icra edilen serbest meslek
faaliyetine ilişkin envantere kayıtlı olsa dahi ikinci bir araca ait gider ve
amortismanların gelirin tespitinde indirim konusu yapılamayacağı
belirtilmiştir.
2014
yılında verilen bir özelgede ise indirilecek giderlere ilişkin kural
hatırlatılmış, serbest meslek faaliyetinin önem ve genişliği ile mütenasip olup
işte kullanılan envantere kayıtlı araçların giderleri ile amortismanlarının
indirim konusu yapılabileceği hususu dikkate alındığında, iş hacmi ve çalışan
personele göre kullanılan araçlara ilişkin ayrılan amortismanlar ile yakıt ve
bakım giderlerinin serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusu
yapılmasının mümkün olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda
bahsedilen birinci özelgede yer alan açıklamanın olayına özgü olduğu
anlaşılmaktadır. Serbest meslek kazancının tespitinde taşıt araçlarının gider
yazılması konusu, çalışan ve taşıt sayısına değil, taşıtların işte kullanılıp
kullanılmadığına bağlıdır. Dolayısıyla yukarıdaki ikinci özelgenin anlatım
itibariyle daha doğru olduğu açıktır.
Kişisel
düşüncem, bir araç da olsa, işte kullanılmıyorsa taşıt giderleri kabul edilmez.
Çalışan sayısından fazla da olsa, araçlar işte kullanılıyorsa, giderlerinin
kabul edilmemesi için bir neden yoktur.
Çalışanlara sağlanan menfaatler
gider midir?
Serbest
meslek faaliyetiyle uğraşanların önemli bir gider kalemi de çalıştırdıkları
personele yaptıkları ücret ödemeleridir. Çalıştırılan personele ödenen
ücretler, mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan
genel gider niteliğindedir ve bu niteliğiyle de kazancın tespitinde dikkate
alınması mümkündür. Ücret, para veya mal olarak ödenebilir. Personele sağlanan
her türlü menfaat de ücret tanımı içine girmektedir.
Bu
çerçevede örneğin serbest meslek erbabı yanında çalıştırdığı personelinin
eğitimi için harcama yapabilir, personelinin okul veya kurs ücretini
ödeyebilir. Bu nitelikli harcamalar duruma göre gider niteliğinde olabilir veya
olmayabilir. Ayrıntıya girmeden bir genelleme yapacak olursak;
•
Personelin eğitimi doğrudan yapılan işle ilgili ise örneğin meslek içi kurs
benzeri bir eğitim ise yapılan ödeme işletmeyle ilgili genel gider
niteliğindedir ve doğrudan gider yazılabilir.
•
Personelin eğitimi doğrudan yapılan işle ilgili değilse, personelin eğitim
düzeyinin yükselmesine paralel olarak işteki verimi yükselse de, doğrudan
işletme gideri olarak kabul edilmeyebilir. Bu durumda harcama, personele
sağlanan menfaat olarak ücret sayılır ve stopaj yoluyla vergilendirilerek gider
yazılabilir.
• Gerçek
kişilere ve dolayısıyla çalışanlara, sadece sosyal sorumluluk çerçevesinde
yapılan ödemeler yani bağışlar, hiçbir şekilde gider kaydedilemez.
Gelir
İdaresi tarafından verilen 15.06.2015 tarihli bir özelgede, iş yerinde ücretli
çalışan personelin yabancı dil eğitimi alması için yurt dışına gönderilmesi
dolayısıyla yapılan harcamaların, gider olarak yazılmasının mümkün bulunmadığı
belirtilmiştir.
Yukarıda da
belirtildiği gibi, istihdam edilen personele sağlanan her türlü menfaat ücret
niteliğindedir ve çalışana sağlanan menfaatin brütleştirilerek gider
kaydedilmesi gerekir. Bu çerçevede, çalışana sağlanan menfaatin, gider
kaydedilemeyeceği yönünde verilen ve yukarıda özetlenen özelgenin farklı bir
yönünün olabileceğini düşünüyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder