Süresinde ödenmeyen vergi borçları veya diğer kamu alacakları
için hesaplanan gecikme faizi ve/veya gecikme zammı, uygulamada en çok
karıştırılan müesseselerdir. Bu karışıklığa yol en büyük unsur ise, oranlarının
aynı olmasıdır. Yine aynı oranda olan pişmanlık zammı için bu karışıklık,
pişmanlık uygulamasının dilekçe ile yapılan talebe bağlı olarak yapılması
dolayısıyla söz konusu olmamaktadır. Bilindiği gibi günümüzde gecikme faizi,
gecikme zammı ve pişmanlık zammının aylık oranı, Bakanlar Kurulu'nun 2010/965
sayılı kararı ile belirlenen yüzde 1.40’dır.
Bizde bu yazımızda hem uygulamacılar ve hem de öğrenciler
nezdinde pek karışan gecikme faizi ve
gecikme zammı müesseselerini karşılaştırmak istedik.
Gecikme faizi Vergi Usul Kanunu'nun 112/3. maddesinde
düzenlenmiştir. Vergi Usul Kanunu'nun anılan maddesine göre, ikmalen, re'sen
veya idarece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen
vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu
döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk
tarihine kadar; dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, kendi
vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin
normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar
geçen süreler için gecikme faizi uygulanır.
Gecikme zammı ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesinde “amme alacağının ödeme müddeti içinde
ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren” hesaplanan faiz olarak
düzenlenmiştir.
Gecikme faizi sadece ikmalen, re’sen veya idarece tarh
olunan vergiler için hesaplanırken, gecikme zammı 6183 sayılı Kanuna göre takip
edilen tüm kamu alacakları için uygulama alanı bulmaktadır.
Vergilerin normal vade tarihlerinden, tarhiyatın tahakkuk
ettiği tarihe kadar, dava açılması durumunda ise vergi mahkemesi kararının
idareye tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süreler için gecikme faizi
hesaplanır. Davanın mükellef (veya vergi sorumlusunun) lehine olması, ancak
kararın temyiz yolu ile bozulması ve mahkemenin de buna uyması halinde de
uymayı içeren vergi mahkemesi kararının tebliğ tarihine kadar uygulanır. Vergi
mahkemesi kararının tebliğ tarihi tahakkuku ifade etmekteyse de, burada gecikme
faizi idarece tarh olunarak hesaplandıktan sonra, 2. ihbarname veya 112
ihbarnamesi olarak anılan Vergi / Ceza ihbarnamesi ile mükellefe duyurulur. Bu
ihbarname, gecikme faizi açısından tarh işlemi niteliğindedir. Dolayısıyla
gecikme faizinin yanlış hesaplandığı veya haksız olduğu iddiası ile bu işlem
aleyhine dava açıldığında, işlemin yürütmesi, İdari Yargılama Usulü Kanununun
27. maddesi uyarınca kendiliğinden durur ve artık tahakkuk veya takip işlemleri
oluşturulamaz. 2. İhbarname ile tebliğ edilen gecikme faizinin bir ay içinde
ödenmesi gerekir. Mükellefin (veya vergi sorumlusunun) uzlaşma yoluna gitmesi
ve uzlaşması halinde gecikme faizi uzlaşma tutanağının imza tarihine kadar
hesaplanır.
Tahakkuk aşamasından sonra belli bir ödeme süresi söz
konusudur ki, bu süre için gecikme faizi veya gecikme zammı hesaplanmaz. Gecikme zammı ise kamu alacağının ödeme
süresinin, bir başka deyişle vadesinin dolduğu tarihten, ödemenin yapıldığı
güne kadar hesaplanır. Bu sürenin hesabında, vadenin dolduğu tarihi izleyen
günden itibaren başlanır ve ödemenin yapıldığı gün de süreye dâhil edilerek
hesaplama yapılır.
Gecikme faizi aylık olarak hesaplanır, bu hesaplamada ay
kesirleri dikkate alınmaz. Gecikme zammı ise, gecikilen her ay için aylık
hesaplanır, ay kesirleri için de günlük faiz hesaplaması yapılır. Günlük faiz
olarak aylık faizinin otuzda biri esas alınır. Vergi cezaları için gecikme
faizi hesaplanmaz. Buna karşılık vadesinde ödenmeyen cezalar için gecikme zammı
hesaplanır. Ancak 6183 sayılı Kanun'a göre takip edilen vergi cezası dışındaki
diğer cezalar için gecikme zammı hesaplanmaz.
Vergi Usul Kanunu'na göre “dava açılması nedeniyle tahsili
duran vergi ve cezaların mükellefler tarafından davanın devamı sırasında kısmen
veya tamamen ödenmesi suretiyle” gecikme faizinin dava sırasında işlemesi
durdurulabilir. Ancak ödeme emrine karşı açılan davalar için gecikme zammın
işlemesini durdurucu, ödemenin dışında bir yol yoktur.
Gecikme faizi ve gecikme zammının ortak yönü ise hem gelir
hem de kurumlar vergisi matrahının hesabında gider kalemi olarak dikkate alınamamasıdır.
Bümin Doğrusöz
0 yorum:
Yorum Gönder