30 Kasım 2015 Pazartesi

Gençlerin Borcu Siliniyor

Hükümet programına göre; lise ve üniversite mezunları 2 yıl sağlıktan ücretsiz yararlanacak, gençlerin prim borçları sıfırlanacak, GSS sistemi masaya yatırılacak.

Genel Sağlık Sigortası (GSS) sisteminde yeni dönem için düğmeye basıldı. Hükümet, hem sistemi masaya yatıracak hem de gençlere bu konuda verdiği 2 müjdeyi hayata geçirecek. Genel Sağlık Sigortası'nda yapılacak düzenlemeler 64'üncü Hükümet Programı'nda yer aldı. Programa göre; lise, üniversite mezunu gençlerin Genel Sağlık Sigortası giderleri 2 yıl süreyle gelir testi yapılmaksızın ve prim alınmaksızın devlet tarafından karşılanması sağlanacak. Böylece gençlere ücretsiz sağlık hizmeti sunulmuş olunacak. Ayrıca, gençlerin Genel Sağlık Sigortası borçları sıfırlanacak. Genel Sağlık Sigortası kapsamında yapılan gelir testi sistemi ve buna bağlı prim ödemeleri gözden geçirilecek, sistemin etkinliği ve verimliliği artırılacak. Bu kapsamda Genel Sağlık Sigortası primlerinde indirim yapılması bekleniyor.

Kaynak: http://www.takvim.com.tr/ekonomi/2015/11/30/genclerin-borcu-siliniyor

Devamını Oku…

İş Kanunlarına Göre İşçiye Verilecek İzinler

Evlenme İzni; İşçilerin evlenmelerinde üç güne  kadar verilecek izinler (İş Kanunu Md.46,55).
Ölüm İzni; İşçilerin ana veya babalarının, eşlerinin, kardeş veya çocuklarının ölümünde 3 güne kadar verilecek izinler (İş Kanunu Md.46,55).
Yıllık İzin; İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.
Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara on dört günden,
b) Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara yirmi günden,
c) On beş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmi altı günden az olamaz.
Ancak on sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz. Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir (İş Kanunu Md.53).
Yol İzni; Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır (İş Kanunu Md.56).
Yeni İş Arama İzni; Bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan vermeye mecburdur. İş arama izninin süresi günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır (İş Kanunu Md.27).
Doğum İzni; Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenir. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir (İş Kanunu Md.74).

Periyodik Kontrol İzni; Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verilir (İş Kanunu Md.74).
Doğuma Bağlı Ücretsiz İzin; İsteği halinde kadın işçiye, on altı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde on sekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin verilir (İş Kanunu Md.74).
Süt İzni; Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır (İş Kanunu Md.74).
Hastalık ve Dinlenme İzni; Bir haftalık süre içinde kalmak üzere hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri (İş Kanunu Md.46).
Diğer İzinler; Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinler (İş Kanunu Md.46).
Röntgen muayenehanelerinde çalışanlara verilecek izin 3153 sayılı kanuna dayanılarak çıkarılan Radyoloji, Radyum ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Tüzük hükümlerine göre röntgen muayenehanelerinde çalışanlara pazardan başka verilmesi gereken yarım günlük izinler.

Özgür Erdursun

Devamını Oku…

26 Kasım 2015 Perşembe

Vergilendirmede Zamanaşımı

Vergi Usul Kanunu’nun 113’üncü maddesinde yer alan tanımlamaya göre “zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkmasıdır.” Bu bağlamda “zamanaşımı, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder.”

Aynı kanunun 114’üncü maddesinde hükme bağlandığı üzere “vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak 5 yıl içinde tarih ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.”

Ancak, “vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımını” durdurmaktadır. Duran zamanaşımı mezkur (söz konusu) komisyon kararının vergi dairesine tevdiini (ulaşmasını) takip eden günler itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hal ve takdirde 1 yıldan fazla olamaz.

Diğer yandın Vergi Usul Kanunu’nun 374/1’inci maddesinde hükme bağlandığı üzere “vergi ziyaı cezasında cezanın bağlı olduğu vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın birinci gününden; 353 ve mükerrer 355’inci maddeler uyarınca kesilecek usulsüzlük cezalarında, usulsüzlüğün yapılacağı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak 5 yıllık süre geçtikten sonra vergi cezası kesilmez” denildikten sonra, 114’üncü maddesinde yer alan hükmün ceza zamanaşımı içinde geçerli olduğu ifade edilmiştir.

Vergi Usul Kanunu’nun 138’inci maddesinde “inceleme; neticesi alınmamış hesap dönemi de dahil olmak üzere, tarh zamanaşımı süresi sonuna kadar her zaman yapılabilir” hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla vergi incelemesi yapılabilmesi için tarh zamanaşımı süresinin dolmaması gerekmektedir. Bu bağlamda da tarh zamanaşımının dolduktan sonra mükellef hakkında inceleme yapma olanağı ortadan kalkmaktadır.

Uygulamada zaman-zaman zamanaşımı süresinin son günlerinde incelemeye alınan mükelleflerin hesap ve işlemlerinin takdir komisyonuna sevk edildiği ve bu aşamada da uzayan zamanaşımı süresi için de vergi incelemesi yapıldığı görülmektedir.

Vergi Usul Kanunu’nun 114’üncü maddesi gereği olarak; “vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımını durdurur.” Ancak; bu aşamada işlemeyen süre sınırlı tutulmuş olup her hal ve takdirde 1 yıldan fazla olamaz.

Oysa Vergi Usul Kanunu’nun 30’uncu maddesi uyarınca “vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır.”

Dolayısıyla; vergi incelemesi yapmaya yetki olanlarca düzenlenen inceleme raporlarında yer alan matrah veya matrah kısmı re’sen takdir edilmiş kabul edilmektedir.

Her şeyden önce matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk işleminin zamanaşımı süresini uzatabilmesi için ortada gerçek bir takdire sevk nedeninin bulunması gerekmektedir. Bir başka anlatımla ortada gerçek bir takdire sevk nedeni yoksa bu takdirde yapılan incelemelerin takdire sevki zamanaşımı süresini kesme ve/veya durdurma amacına yönelik olmaktadır.

Ayrıca; inceleme elamanının kendisi tarafından yapılacak işlemin zamanaşımını durdurmayacak olması nedeniyle, kendi yetkisi olmasına rağmen konuyu takdir komisyonuna göndermesi işleminde de sonucun değişmemesi gerekir. Bir başka anlatımla yasal düzenlemelere aykırı olarak yapılan bir işlemin yasalar tarafından korunması hukuken kabul edilebilir bir uygulama ve/veya tercih olarak kabul edilemez.
Gerçekte normal zamanaşımı süresi dolduktan sonra, duran zamanaşımı süresi içerisinde inceleme elamanı tarafından idari bir sonuç doğurabilecek işlem yapılması hukuken mümkün değildir. İnceleme elemanının normal koşullarda işlemin takdire sevkinden sonra elindeki bilgi ve belgeleri takdir komisyonuna göndermesi gerekmektedir.

Uygulamada yaşanan yöntem ve sorunlar dikkate alındığında;

- Takdire sevk ve vergi inceleme işlemleri için ilgili kanunda çok zaruri ve özel haller dışında zamanaşımı süresinin dolmasına az süre kalan durumlarda vergi incelemesi yapılması isteminin sınırlandırılması,

- Takdire sevk işleminin yapılması halında mükellefe bilgi verilmesi,

- Tarh zamanaşımı yanında tahakkuk işlemleri için de zamanaşımı uygulamasına gidilmesi halinde,

Günümüzde zamanaşımına yönelik olarak uygulama sorunlarının azalacağı beklenmektedir.

Veysi Seviğ

Kaynak: http://www.itohaber.com/koseyazisi/202021/vergilendirmede_zamanasimi.html


Devamını Oku…

Vergide Yeni Dönem Başlıyor

Vergi kaybı ile mücadelede tarihin en büyük reformu için çok önemli bir adım atıldı. Ülkelerin vergi gelirlerinde her yıl milyarlarca dolar kayıp yaratan uygulamalar, BEPS hayata geçirildiğinde tarihe karışacak.

G20 ve OECD işbirliğinde hazırlanan ve Türkiye’nin dönem başkanlığında Antalya’da gerçekleştirilen G20 Zirvesi’nde onaylanması öngörülen BEPS Eylem Planı, uluslararası vergileme alanındaki kuralları yeniden yazacak.
‘Vergi Matrahı Aşındırması ve Kar Aktarımı-BEPS’ (Base Erosion and Profit Shifting) projesi, ülkelerin vergi tabanını genişletip, uluslararası şirketlerin kâr aktarma yöntemlerini ekonomik aktivitelerine ve yaratılan katma değere dayalı olarak adil oranlarda vergi ödemeyi, şeffaflığı sağlamayı amaçlıyor. OECD’nin hazırladığı G20’nin siyasi destek verdiği planı, her iki organizasyonun üyesi olan Türkiye de destekliyor.
GELİRİN YÜZDE 10'U KAYIP
Yapılan analizlere göre, dünyada kurumlar vergisi kaynaklı gelirlerin yüzde 4-10’u kayıp olarak hesaplanıyor. KPMG Vergi Bölümü Başkanı, Şirket Ortağı Abdulkadir Kahraman Türkiye’nin de içinde bulunduğu ve bütçesinde kurumlar vergisi önemli bir kalem olan gelişmekteki ülkelerde vergi kaybının bütçeye etkisinin yüküne dikkat çekerek şunları söyledi:
“Çok uluslu işletmelerin gerek global ticaretin içinde bulunduğu ortam, gerekse vergi kanunlardaki boşluklardan faydalanarak yaptıkları agresif vergi planlamaları, kazancın düşük vergili bölgelerde vergilenmesine ya da hiç vergilenmemesine neden oluyor. OECD bu gerçeği vurgulamak için ‘çifte vergilememe’ ibaresini kullanıyor. Çünkü diğer bir deyişle mevcut vergileme ortamında, gelire kaynak olan ülke ve gelir sahibinin bulunduğu ülkede kazanç vergi dışı kalıyor.
Bu tür örneklerden hareketle BEPS aksiyonları, uyum, özün önceliği ve şeffaflık ana prensipleri altında sınıflandırılarak katılımcı ülkeler arasında konsensüs oluşturmak ve daha şeffaf bir vergilemenin hayata geçirilmesini sağlamak üzere bir çerçeve oluşturmayı amaçlıyor. BEPS projesi, vergi matrahının aşındırılması yoluyla kazanç aktarımının engellenmesini ve adil vergi dağılımını hedefleyen 15 aksiyon planından oluşuyor.”
TÜRKİYE’DE DURUM…
Türkiye dahil planı destekleyen tüm ülkelerin zararlı vergi uygulamaları ve vergi anlaşmalarının kötüye kullanımıyla mücadele, ülkelerarası uyuşmazlıklarda karşılıklı anlaşmanın etkinleştirilmesi konularında uzlaştığını vurgulayan Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülke bazında raporlama ve çifte vergilendirme anlaşmalarında “vergi anlaşma alışverişi” gibi kuralları güçlendirmeyi içeren minimum standartlar belirlendi. BEPS oluşturulurken diğer aksiyon planları için en iyi pratikler ile öneriler tartışıldı ve aksiyon planları doğrultusunda ortaya çıkacak değişikliklerin çok taraflı anlaşma yoluyla yapılabileceği sonucuna varıldı. 
Türkiye, şu anda özellikle bilgi değişimine önem veriyor ve ülke bazında raporlama standartlarını destekliyor. BEPS hem Türkiye’ye gelen hem de Türkiye merkezli çokuluslu şirketleri etkileyecektir. KPMG olarak, dünyadaki BEPS gelişmeleri ile beraber Türkiye’de yapılması gündemde olan kanun değişiklikleri ve özellikle transfer fiyatlandırması alanında uluslararası yatırımları olan Türk yöneticilerin nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda danışmanlık yaparak yol göstermeyi hedefliyoruz. ”

Devamını Oku…

25 Kasım 2015 Çarşamba

Vergi İncelemelerinde Mükellef Hakları

Geçen hafta, Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneğinin toplantısında transfer fiyatlandırması, matrah aşındırması gibi konular gündeme gelmişti. Sunumları İstanbul Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurtdışı Kazançlar Grup Başkanı Sayın Mehmet Ali Kaya yaptı. Özetle, hele G-20 toplantısından sonra transfer fiyatlandırması ve yurtdışı kazançlar ile ilgili denetimlerin yoğunlaşabileceğinden bahsetti. Bu arada karşılıklı konuşmalarda, Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının vergi incelemelerinde mükellef hak ve yükümlülükleri konusunda bir broşürü söz konusu oldu. Broşürü buldum. Broşür Eylül 2015 tarihinde yayımlanmış, çok taze bilgiler içeriyor.

Her mükellefin veya vergi idaresi tarafından denetlemeye alınanların bilmesi gerekenleri Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı çok iyi niyetle düzenlemiş. Buna benzer düzenlemeleri Adalet Bakanlığında da görmüştüm. Bana göre çok güzel bir hareket. Her mükellefin vergi dairelerinden toplam 10 sayfa olan bu broşürü edinmesini ve herhangi bir inceleme halinde yanında bulundurulmasını tavsiye ediyorum.
Herhangi bir inceleme halinde, bir çok mükellef, broşürde yazan haklarını kullanma konusunda çekingen davranmaktadır. Yine de herkesin bu bilgileri öğrenip haklarından yararlanması gerektiğini düşünüyorum. Broşürdeki bilgiler ve mükellef hakları:

1. Her mükellef vergi inceleme elemanının kimliğini görme hakkına sahiptir. İşe başlamadan önce inceleme elemanının kimliğini görmek isteyebilirsiniz.
2. İnceleme konusu ve kapsamını öğrenme hakkı: Mükellef, inceleme elemanından incelemeye başlanmadan önce incelemenin konusu hakkında açıklama isteyebilir.
3. Defter ve belgeleri ibraz etmek için ek süre isteme hakkı: Mükellef zor durumda kalması nedeniyle defter ve belgelerini istenen sürede ibraz edemeyecek durumda ise ek süre verilmesini isteme hakkına sahiptir.
4. İncelemenin her safhasında bilgi alabilme hakkı:
Mükellef, incelemenin her safhasında inceleme süreci hakkında inceleme elemanından bilgi isteyebilir.
5. İnceleme sırasında müşavir ve avukat bulundurma hakkı: Vergi incelemesi sırasındaki görüşmelerde mükellef SMMM, YMM veya avukatların kendisi ile birlikte incelemeye katılmasını isteyebilir. Yahut, yasal yetkili bir temsilcisini inceleme elemanına gönderebilir. Yasal yetkili temsilci inceleme konusunda bilgi vermeye yetkilendirilmiş olmalıdır.
6. Vergi inceleme tutanaklarına itiraz ve görüşlerinin yazılmasını isteme hakkı: Mükellefler diledikleri itiraz ve mülahazaların vergi inceleme tutanaklarına yazılması ve kaydedilmesini isteyebilir.
7. Kayıtların işlenmesi için ek süre isteme hakkı:
Mükellef VUK 146 maddeye göre arama sonucunda el konulan defter ve belgelere zamanında yapılamayan kayıtlarını, defter ve belgelerin geri verilmesinden sonra 1 (bir) aydan az olmamak üzere verilecek uygun bir süre içinde yapabilir.
8. İlgililerin tutanağın içerdiği hususlardan haberdar olma hakkı: Mükellef veya ilgililer, tutanağı okuma, içerdiği hususların doğruluğu, defter kayıtlarına ve belge ile ifadelere uygunluğunu anladıktan sonra vergi incelemesini yapan yetkili ile imzalama ve tutanağın içeriğinden haberdar olma hakkına sahiptir.
9. Tutanaktan bir nüsha alma hakkı:
Mükellef, tutanaktan bir nüsha almaya ve varsa itirazlarının bu tutanağa işlenmesini isteme hakkına sahiptir.
10. Mükellefin rapor değerlendirme komisyonunca dinlenmesini isteme hakkı: Mükellefler raporla ilgili olarak rapor değerlendirme komisyonları tarafından dinlenmek üzere vergi inceleme tutanaklarına kaydettirebilirler, yahut daha sonra bu taleplerini içeren bir dilekçe ile rapor değerlendirme işlemi bitmeden önce Grup Başkanlıklarına başvurabilirler.
11. Müracaat ve şikayet hakkı:
Mükellef veya başkaları, vergi incelemeleri hakkındaki yönetmeliğin 41. Maddesine göre, inceleme elemanının (mesleğin saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak davranışlarda bulunduğu) takdirde:
1. Bimer (Başbakanlık İletişim Merkezine telefon, mektup, internet veya şahsen başvurabilirler.
2. Posta yoluyla Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına müracaat edebilirler.
3. www.vdk.gov.tr adresindeki ihbar ve şikayet bölümüne bildirebilirler
4. VİMER (Vergi İletişim Merkezi) t444 0 189 no.lu telefona müracaat edebilirler.
12. Mükellef, tarhiyat öncesi veya tarhiyat sonrası uzlaşma hakkına sahiptir.
13. Mükellef, dava açma hakkına sahiptir. Görüldüğü gibi devlet, incelemeler konusunda da mükellefin haklarını şeffaf bir şekilde düzenlemiş ve bunları bildirmek üzere güzel bir broşür hazırlamış. Bize ve inceleme elemanlarına mükellef haklarına saygı göstermek kalıyor. 

Cevdet Akçakoca


Devamını Oku…

Gıyapta Tebliğ Edilen Ödeme Emirleri İle İlgili Vergi Davası

6183 sayılı AATUH Kanunun 58. Mad. Hükmüne göre kendisine ödem emri tebliğ edilen amme borçlusu böyle bir borcun bulunmadığı ile ilgili 7 gün içerisinde ilgili Vergi Mahkemesi nezdinde iptal davası açabilir. Açılacak davalarda süre önemli olup,  dava hakkında ödeme emrinin ilan yoluyla tebliğ edilip edilmediği, ödeme emri tebliğ edilmiş ise kime ve nasıl tebliğ edildiğinin bilinmesi gerekecektir. 

İlanen tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açma süresi ve açılacak davaların şekli önem taşımaktadır. Dava ile ilgili usul ve esaslar 2577 sayılı İdari Yargılama  Usul Kanununun 3. Maddesinde belirtilmiştir.

Buna göre açılacak davalarda mükellefin muttali tarihine göre dava açması mümkündür (Bkz: İYUK md. 7 ). Ödeme emrinin tebligatı doğal olarak  mükellefin gıyabında yapılmış olduğu için burada ıttıla tarihi önem taşımaktadır. Vergi idaresi amme borçlusu mükellefin tebligata elverişli adresine erişemediği için vergi idaresi amme borçlusu gerçek ve tüzel kişiler hakkında zorunlu olarak ilanen tebliğ yoluna gidebilmektedir.[1]

Vergi idaresinin ödeme emrinin ilanen tebliği aşamasında hukuka aykırı olduğu kabul edilen işlemleri, Vergi yargısının hakemliğine başvurularak işlemlerin iptali konusunda mücadele verilmektedir.[2] İlan yoluyla mükellefin gıyabında tebliğ edilen ödem emirlerinin iptali için açılacak davalarda mutlak surette yürütmenin durdurulması talep edilmelidir. [3]

Vergi yargısına taşınan ve ödeme emrinin ilanen tebliği kaynaklı iptal davalarında doğal olarak ödeme emri aslı dava dilekçesine eklenememektedir. Burada amme borçlusu ilanen tebligata konu borcun tutarını, borcun nev’ini, ve varsa diğer bilgiler burada dava dilekçesine yazılabilir.

Amme borçlusu mükellefler ilanen yapılan ödeme emri tebligatından aşağıdaki şekillerde bilgi sahibi olabilirler:

1-    Banka hesaplarına uygulana e-haciz işlemleri nedeniyle
2-    Amme borçlusu mükelleflerin menkul ve gayrimenkullerine gıyapta uygulanan haciz işlemlerine,
3-    Araç ve diğer menkul malların trafik ve diğer sicil bürolarında ruhsatlara uygulanan haciz işlemlerinde,
4-    ………

Sonuç olarak, amme borçlusu mükelleflerin gıyabında ilan yoluyla tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı, vergi dairesinde ıttıla tarihine göre vergi davası açılması olanağı mevcuttur. Açılacak davalarda dava dilekçesine ödeme emri aslı veya fotokopisi eklenemediği için burada ilgili vergi dairesine başvurulup, buradan yeniden ödeme emri tebligatı yapılması olanakları araştırılmalıdır.

Öte yandan zamanaşımı bitmesine kısa bir süre kala, Kasım veya Aralık aylarında yerel ve Türkiye çapında çıkan büyük Gazetelerde bu konuda verilen ilanlar takip edilerek vergi dairelerine başvuru yapılmalıdır. İlanen tebligatlar idare tarafından borçlu mükellefin adresinin bilenmemesi veya bulunmaması gibi hallerde mümkün olabilmektedir. ( VUK md. 103,104,105 )

Bizim önerimiz, borçlu mükelleflerin bağlı bulundukları vergi dairesine müracaat ederek değişen adreslerini yazılı olarak vergi dairesine bildirmeleri yararlı olacaktır. Ayrıca, yılın bitmesine yakın aylarda,  yerel gazetelerin ilan tebligatlarını takip etmelerinde de yarar olacaktır.


[1] 213 sayılı VUK md:94,99,103,104,107
[2] Denizli Vergi Mahkemesi Kararı 30.09.2015 gün ve E:2015/298- K:2015/663- ve ayrıca Bkz: Danıştay 3. Dairesi kararı 10.06.2015 gün ve E:2012/4863-K:2015/4670 sayılı kararlar
[3] Ankara 5. Vergi Mahkemesi kararı 19.09.2012 gün ve E:2012/1449-K:2012/1747  sayılı kararlar

Dr. Mustafa ALPASLAN

Devamını Oku…

23 Kasım 2015 Pazartesi

Ölen Sigortalının Emekli Maaşı Eş ve Çocuklarına Hangi Oranda Pay Edilir?

Ölüm aylığı bağlanabilmesi için sadece 4/1-(a) SSK sigortalıları için öngörülen her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması şartında; gerek ölen sigortalı tarafından, gerekse hak sahipleri tarafından yapılan tüm borçlanmalar bu şartların oluşmasında dikkate alınmayacaktır.

Ancak, 1/10/2008 tarihinden önce ölen sigortalıların 900 gün hesabında borçlanılan tüm süreler dikkate alınacaktır.

Ayrıca, kendi nam ve hesabına (4/b li) çalışan sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için ölen sigortalıların genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şarttır.

Ölüm Aylığı Kimlere Bağlanır?

Ölüm aylığı, ölen sigortalının;
a-) Eşine,
b-) Çocuklarına,
c-) Anne ve babasına bağlanır.

Ölüm Aylığı Paylaşımı

1- Yalnızca eş olması halinde % 75,
2- Yalnızca eş var ancak eş Emekli Sandığı’ndan kendi aylığını alıyor olması veya devlet memuru olarak çalışıyor olması durumunda ise % 50,
3- Bir eş 1 yetim olması halinde; eş % 60, yetim % 30,
4- Bir eş 2 yetim olması halinde; eş % 50, her bir yetim için % 25’er,
5- Bir eş 3 yetim olması halinde; eş % 50, her bir yetim için % 25’er, ancak yüzde yüzü geçemeyeceği için tutarın paylaştırılması gerekmektedir.
6- Tek yetim olması halinde % 50
7- İki yetim olması halinde % 40’ar olmak üzere toplamda % 80,
8- Üç yetim olması halinde 1/3 er oranında toplamda % 100
9- Dört yetim olması halinde ¼’er oranında toplamda % 100
Bu şekilde paylaşım dul ve yetim sayısı arttıkça belirtilen şekilde paylaştırılmaktadır.

BAĞKUR ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASI (EŞ VE ÇOCUKLAR, ANNE BABA) 

Hak sahiplerine Bağ-Kur şartlarından ölüm aylığı bağlanabilmesi için ödenmesi gereken en az prim gün sayıları;
– 4 Ekim 2000 tarihinden önce ölenler için 3 tam yıl yani 1080 gün prim ödemek,
– 4 Ekim 2000 ila 7 Ağustos 2001 tarihleri arasında ölenler için 5 tam yıl yani 1800 gün prim ödemek,
– 8 Ağustos 2001 ila 1 Ağustos 2003 tarihleri arasında ölenler için 3 tam yıl 1080 gün prim ödemek,
– 2 Ağustos 2003 tarihi ve sonrasında ölenler için 5 tam yıl 1800 gün prim ödemek, hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması için yeterli şarttır.

MEMUR  ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASI ( EŞ VE ÇOCUKLAR, ANNE BABA)

A) Eşe aylık bağlanması şartları;
Dul olduğu sürece vefat eden eşinden dolayı aylık alabileceği, başka bir şartın getirilmediği, ancak alacağı tutara etki eden aylık oranının emekli aylığı ya da çalışması halinde farklı olacağı belirlendiği görülmektedir.

NOT; Ölüm aylığı adı altında yeni düzenleme olan 5510 sayılı kanunda dul aylığı bağlanması için zorunlu olan hizmet süresi 10 yıldan 5 yıla indirilmiştir. 5510 sayılı kanuna göre dul eşlere aylık bağlanma şartlarına ikinci bölümde yer vereceğiz.

B) Çocuklar;
–Kız çocuklar;
a) Vefat eden babası veya annesinin hizmet süresi 10 yıldan fazla olması durumunda evli olmaması halinde, ayrıca devlet memuru olmadığı süre içerisinde yetim aylığını alabilecekleri anlaşılmaktadır. Ancak evli olan veya devlet memuru olan kız çocuklara yetim aylığı bağlanmamakta, bağlanan aylık var ise kesilmektedir.
b) Vefat eden babası veya annesinin hizmet süresi 5 ila 10 yıl arası ise, yine evli olmama ve devlet memuru olarak çalışmaması durumunda yetim aylığı alabilmektedirler. Ancak bu aylıklar, 18 yaşına kadar şartsız, ortaöğrenim görenlerde 20, yükseköğrenim görenlerde 25 yaşına kadar muhtaç olmaları kaydıyla ödenmekte, bu yaşların dolum tarihi itibariyle kesilmektedir.

C) Erkek çocuklar;
a) Vefat eden babası veya annesinin hizmet süresi 10 yıldan fazla ise 18 yaşına kadar şartsız, ortaöğrenim görenlerde 20, yükseköğrenim görenlerde 25 yaşına kadar ödenmekte, bu yaşların dolum tarihi itibariyle kesilmektedir. Aylıkların süresiz ödenebilmesi için malul durumda olmaları gerekmektedir.
b) Vefat eden babası veya annesinin hizmet süresi 5 ila 10 yıl arası ise, 18 yaşına kadar şartsız, ortaöğrenim görenlerde 20, yükseköğrenim görenlerde 25 yaşına kadar ödenmekte, bu yaşların dolum tarihi itibariyle kesilmektedir. Aylıkların süresiz ödenebilmesi için malul durumda olmaları gerekmektedir.

Aylık oranları;
1- Yalnızca eş olması halinde % 75,
2- Yalnızca eş var ancak eş Emekli Sandığından kendi aylığını alıyor olması veya devlet memuru olarak çalışıyor olması durumunda ise % 50,

3- Bir eş 1 yetim olması halinde; eş % 60, yetim % 30,
4- Bir eş 2 yetim olması halinde; eş % 50, her bir yetim için % 25’er,
5- Bir eş 3 yetim olması halinde; eş % 50, her bir yetim için % 25’er, ancak yüzde yüzü geçemeyeceği için tutarın paylaştırılması gerekmektedir.
6- Tek yetim olması halinde % 50
7- İki yetim olması halinde % 40’ar olmak üzere toplamda % 80,
8- Üç yetim olması halinde 1/3 er oranında toplamda % 100
9- Dört yetim olması halinde ¼’er oranında toplamda % 100
Bu şekilde paylaşım dul ve yetim sayısı arttıkça belirtilen şekilde paylaştırılmaktadır.

Özgür Erdursun

Devamını Oku…

Fazla Mesai Ücreti Engellenebilir Mi?

Özel bir firmada işe başladım. İmzaladığım sözleşmede 'fazla çalışmalardan dolayı mesai ücreti ödenmeyecektir' diye bir hüküm var. İşyerinden ayrılmam halinde de tazminat ödenmeyeceği, yönünde bir hüküm var. İşe girebilmek için bu sözleşmeyi imzaladım ve işe başladım. İş sözleşmesine böyle bir hüküm koymaları mümkün mü? M. AKTAŞ

Yargıtay kararlarına göre, işçinin ücreti asgari ücretin üzerindeyse ve aylık maktu ücret ödeniyor ise yıllık en fazla 270 saatlik fazla çalışma ücreti de ücrete dahil edilerek sözleşmeye böyle bir hüküm konulmasında yasaya aykırı bir durum yoktur. Ancak ücret düşük bir ücret ise ve işyerinde çok fazla mesai yapılıyorsa böyle bir madde sözleşmeye koyulamaz. Koyulsa bile işçiye fazla çalışma ücreti ödenmesi gerekir. İşçi İş Kanunu'nda belirtilen haklı bir sebepten dolayı iş sözleşmesini fesh ederse tazminata hak kazanır. İş sözleşmesine bunun aksine bir düzenleme konulamaz. Konulsa bile hükmün bir geçerliliği olmaz. 

2013 Haziran'da işe başladım. Sigortamı 1 Ocak 2014'te başlattılar. Sigortasız çalıştığım sürenin tazminatını alabilir miyim? Halen aynı yerde çalışmaktayım.

İşyerinde halen çalışırken tazminat almanız mümkün değildir. İş sözleşmenizin kıdem tazminatını almanızı gerektirecek sebeplerden biri ile sona ermesi halinde kıdem tazminatının hesabında ilk işe giriş tarihiniz esas alınır. Bunun içinde iş mahkemesine hizmet tespit davası açarak sigortasız çalışmış olduğunuz sürenin tespit edilmesi ve giriş tarihinizin belirlenmesi gerekir.

NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?
01.03.1964 doğumluyum, 07.1986'da işe başladım, 2780 günüm var. Ne zaman emekli olurum? 

5300 prim gün şartlarına tabisiniz. İşe giriş askerden sonra ise borçlanarak 5225 prim gün şartlarına tabi olabilirsiniz. Yıl ve yaş tamamlanmış. Prim gün tamamlanınca tam emekli olabilirsiniz. Kısmi emeklilik için ise; 3600 prim günü tamamlayıp 60 yaşınızın dolacağı 01.03.2024'ü beklemeniz gerekmektedir.

Ali Şerbetçi

Kaynak: http://www.takvim.com.tr/yazarlar/aliserbetci/2015/11/23/fazla-mesai-ucreti-engellenebilir-mi

Devamını Oku…

20 Kasım 2015 Cuma

İşverenin Ölümü Halinde Yapılması Gereken İşlemler (SGK ve İş Hukuku Mevzuatı Açısından)

Ölen kişinin işveren olması, bu kişinin ölümünden sonra geride kalan mirasçıları açısından bir takım işlemlerin yerine getirilmesi sonucunu doğurmaktadır. Kanunların yüklemiş olduğu bu yükümlülükler, mirasçılar tarafından, zamanında ve usulüne uygun yerine getirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde mirasçılar, bir takım cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilmektedirler.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunun Ret hakkı başlıklı 605 inci maddesinde; “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.”

Aynı kanunun Süre başlıklı 606 ncı maddesinde ise; “Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.”,

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun İşyeri, İşyerinin Bildirilmesi, Devri, İntikali ve Nakli Başlıklı 11. maddesinin beşinci fıkrasında;  

“İşyerinin faaliyette bulunduğu adresten başka bir ildeki adrese nakledilmesi, sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin başka bir işverene devredilmesi veya intikal etmesi halinde, işyerinin nakledildiği, yeni işverenin işi veya işyerini devraldığı tarihi takip eden on gün içinde, işyerinin miras yoluyla intikali halinde ise mirasçıları, ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde, işyeri bildirgesini Kuruma vermekle yükümlüdür. İşyerinin aynı il sınırları içinde Kurumun diğer bir ünitesinin görev alanına giren başka bir adrese nakledilmesi halinde, adres değişikliğinin yazı ile bildirilmesi yeterlidir. Bu işlerde çalışan sigortalıların, sigorta hak ve yükümlülükleri devam eder.”, 

4857 sayılı İş Kanunun İşyerini bildirme başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında: “Bu Kanunun kapsamına giren nitelikte bir işyerini kuran, her ne suretle olursa olsun devralan, çalışma konusunu kısmen veya tamamen değiştiren veya herhangi bir sebeple faaliyetine son veren ve işyerini kapatan işveren, işyerinin unvan ve adresini, çalıştırılan işçi sayısını, çalışma konusunu, işin başlama veya bitme gününü, kendi adını ve soyadını yahut unvanını, adresini, varsa işveren vekili veya vekillerinin adı, soyadı ve adreslerini bir ay içinde bölge müdürlüğüne bildirmek zorundadır.” Denilmektedir.

SONUÇ:

1- Yasal ve atanmış mirasçılar üç ay içerisinde mirası reddedebilirler.
2- Mirasın, mirasçılar tarafından reddedilmemesi halinde ise, ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde, işyeri bildirgesini Sosyal Güvenlik Kurumuna vermekle yükümlüdürler.
3- Mirası reddetmemiş mirasçılar, işyerinin unvan ve adresini, çalıştırılan işçi sayısını, çalışma konusunu, işin başlama veya bitme gününü, kendi adını ve soyadını yahut unvanını, adresini, varsa işveren vekili veya vekillerinin adı, soyadı ve adreslerini bir ay içinde bölge müdürlüğüne bildirmek zorundadır. 

Umut Çiray

Devamını Oku…

19 Kasım 2015 Perşembe

Küresel Bir Olgu Olan Bağımsız Denetim Nereye Koşuyor?


Maliye Teşkilatında, Vergi müfettiş yardımcılarını iyi yetiştirmek amacıyla, Ankara’da eğitim grup başkanlığının kurulduğu, 10.000 vergi inceleme elemanı ile vergi incelemesi konusunda ki etkinliğinin artacağı ilgili çevrelerce bilinmektedir. Merkezi sistemle hiçbir ayırım gözetmeksizin tüm mükellefleri yeminli mali müşavirlerce tasdik raporuna bağlanmış mükelleflerde dahil incelemeye başladılar ve inceliyorlar. Yeminli Mali Müşavirlerce tasdik raporuna bağlanmış mükelleflerde dahil tüm mükelleflerin çok yakında cari dönemde vergi incelemesine tabi tutulmuş olacağı, ilgili çevrelerce dile getirilmektedir. 

Ayrıca, 2015 yılı nisan ayında maliyenin yazdırdığı yeni denetim programında, 560 kontrol noktası bulunduğu ilgililerce bilinmektedir. Anlaşılacağı üzere, hiçbir ayırım gözetilmeksizin tüm işletmeleri vergi incelemesine tabi tutabilecek yapıda bir denetim programından söz edilmektedir.  
Bu koşullar altında; şirketler için 2016 yılı ve sonrası, çok zorlu dönemler olarak görünmektedir.
Firmaların değerli yöneticileri ise hep erteledikleri, mali sistemlerinin yeniden yapılandırılması ihtiyaçlarını, e-fatura, e-defter, e-arşiv, e-tebligat, e-yoklama, e-beyanname uygulamaları ile yeniden gündemlerine almak durumunda kalacaklar. Maliye idaresinin getirdiği bu uygulamaların sağlıklı bir şekilde hayata geçirilmesi aşamasında, ileride karşılaşılabilecek muhtemel risklerin bertaraf edilebilmesi amacıyla firmaların iç kontrol sistemlerinin yeniden yapılandırılmasının, bir ihtiyaç olduğu görülmektedir.    

Geçmişten Günümüze Vergi İncelemesi

Vergi İncelemesi yasal mevzuatımız çerçevesinde kamu maliyesinin görevleri arasındadır. Devlet bir yetki vermiş ancak yetki verdiği meslek mensuplarını değil,  mükellefi denetlemiştir, denetlemektedir.  Devletin vergi inceleme yetkisinden vazgeçmesi hiçbir zaman söz konusu olmamıştır.

Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 18 seri nolu Genel Tebliğ de özetle YMM’lerin yapacağı beyanname tasdikinin amacı, ödenmesi gereken gelir ya da kurumlar vergisinin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

Maliye’nin vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek, sağlamak olduğuna göre yeminli mali müşavirlerce yapılan tasdik hizmetinin maksadı ile arasında bir fark olmadığı görülmektedir.  Ancak, maliye idaresinin vergi incelemesi doğruluk incelemesi ile birlikte uygunluk incelemesini de kapsamaktadır.

SMMM ve YMM Çalışma Usul ve esasları yönetmeliği’nin 48. maddesinde ki “denetim” ibaresi, bağımsız denetim midir, inceleme midir, teftiş midir, anlaşılamamaktadır. Bir kavram kargaşasının varlığı alenidir. Tasdik hizmeti baştan sona vergi matrahının doğrulanması üzerine kurgulanmıştır. 
Yaklaşık 20 yıl önce Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan, 30.07.1995 tarih, 18 Nolu Genel Tebliğ de yeralan; Yeminli Mali Müşavirlere tasdik ettirilen beyannameler ve bunlara ilişkin malî tablolar, kamu idaresinin yetkili memurlarınca (vergi inceleme elemanlarınca) incelenmiş olarak kabul edilecekleri” ifadeleri maliye idaresinin yukarıda açıkladığımız teknoloji ve insan kaynağına dayalı yatırımları ve diğer hususlar dikkate alındığında kanaatimce tasdik hizmetleri pazarını kaybedecektir.
Bu durum, Ticaret hukukumuz ile birlikte meydana gelen değişim ve dönüşüm sürecindekaos ortamına sürüklenen meslek mensupları arasında acımasız rekabete neden olmaktadır.

Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Antlaşması (GATS)

AB uyum süreci, İnsanın serbest dolaşımı, Paranın serbest dolaşımı, Malların serbest dolaşımı ve Hizmet ticaretinin serbest dolaşımı olmak üzere dört önemli unsuru içermektedir.
1995 yılında imzalanan ve 1998 yılında yürürlüğe giren, Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Antlaşması (GATS) içerisinde uluslararası hizmet ticareti kapsamında sayılan hizmetlerden olan Uluslararası Muhasebe ve Denetim hizmetlerinin yeraldığı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun çıkarılması ve Kamu Gözetimi Kurumu’nun   kurulması, AB uyum sürecinde şirketler hukukunun kapanış kriterlerinden idi. Netice olarak yeni TTK çıkarıldı ve KGK kuruldu. Fasıl da kapandı.
Bağımsız Denetim ve danışmanlık hizmetleri ticari yaşamdaki yerini almış oldu. Küresel ticaret ile uluslararası pazarlara açılan yada açılmayı planlayan işletmelerimiz açısından, yabancı sermayeye erişim ve rekabet güçlerine katkı sağlanması hedeflerine ulaşabilmelerinin  ancak uygar dünyanın bir parçası olan uluslararası muhasebe ve denetim hizmetleri ile mümkün olduğu tabidir.
Küresel ticarette ki önemi her geçen gün artan, firmalarımızın finansal tablolarının hazırlanıp sunulmasında çağdaş ve uygar dünyanın gerisinde kalması düşünülemez.

Menfaat Sahiplerinin Bilgi İhtiyacı 

Şirketlerin pay ve menfaat sahiplerine sundukları finansal bilgilerin gerçeği yansıtması ve güvenilir olması gerekmektedir. Bu bilgilerde çeşitli yanlışlıklar olabileceği için güvenilirliğin her zaman ve her koşulda mevcut olduğu söylenemez.

Pay ve menfaat sahipleri, şirketin yönetimi, finansal ve hukuki durumu ile ilgili olarak düzenli ve güvenilir bilgiye erişim ihtiyacı duyarlar. Pay ve menfaat sahiplerinin, ortaklığın faaliyetleri hakkında bilgi almalarını sağlayan en önemli kaynak finansal tablolar ve raporlar olmaktadır. Finansal tablolar aracılığı ile yapılan tüm açıklamaların gerçeği yansıtması ve güvenilir olması gerekmektedir. 

Küreselleşme sürecinde Yeni TTK ile getirilen  Bağımsız Denetim yabancı ortakları olan firmalar yada yabancı sermaye tarafından firmasının satın alınmasını bekleyen yada yatırımcılarla dirsek temasında olan firmalar için uluslararası muhasebe ve denetim hizmetleri bilgi ihtiyacının karşılanmasında önem arzetmektedir.

Bağımsız Denetime Tabi Olmanın Kriterleri

Ticaret hukuku ile ticari yaşamımıza giren zorunlu Bağımsız Denetime tabi şirketler Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) ile belirlendi. BKK’na ek’li bir liste ile belirlenen  kurum, kuruluş ve işletmelerin Uluslararası Muhasebe Standartları (UMS) ile özdeş Türkiye Muhasebe Standartlarını uygulayacakları ve bağımsız denetime tabi olacakları hüküm altına alındı. 

Tek başına veya bağlı ortaklıkları ve iştirakleri ile birlikte 2014 yılı için, Aktif toplamı 50 milyon ve üstü, Yıllık net satış hasılatı 100 milyon ve üstü, çalışan sayısı 200 ve üstü olan ve sayılan bu kriterlerden en az ikisini sağlanmış olan şirketlerin zorunlu olarak bağımsız denetime tabi olacakları BKK belirlendi. Bu kriterler her yıl aşağıya çekilmekte, kademeli olarak zorunlu bağımsız denetime tabi şirketlerin sayısı artmaktadır.

Kamu Gözetimi Muhasebe Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından yayımlanan kurul kararları ile BKK’na Ek’li liste ile belirlenen kurum, kuruluş ve işletmelerin TMS’nı uygulamaları zorunlu iken, Ek’li liste dışında kalan zorunlu bağımsız denetime tabi şirketlerin isteğe bağlı olarak TMS uygulayabilecekleri duyuruldu. Başka bir deyişle, TMS’nı uygulamak istemeyen zorunlu bağımsız denetime tabi şirketlerin, finansal tablolarını yürürlükteki mevzuat çerçevesinde hazırlayabilecekleri kararı verildi.

BKK ile zorunlu denetime tabi olan kurum, kuruluş ve işletmeler dışında kalan şirketlerin  isteğe bağlı olarak bağımsız denetim hizmetlerinden ve sağladığı avantajlardan yararlanabilecekleri tabidir. 

Bağımsız Denetim İhtiyaç mı ? Zorunluluk mu ?

Bir hususu da özellikle vurgulamak istiyorum. Ticaret hukukumuzda yeralan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın denetimi, işletme ile ilgili olan tüm menfaat sahipleri adına yapılacak olan ve tüm işletmeler için geçerli olan bir denetimdir. Maliye Bakanlığı’nın denetimi ise vergi incelemesidir. İkisi birbirinden farklıdır.
Menfaat sahipleri yada çıkar grupları, hissedarlar, bankalar, finans kurum ve kuruluşları, tedarikçiler, yatırımcılar, çalışanlar ve devlet olarak adlandırılmaktadır. 

İşletme yönetiminden bağımsız olarak, Bağımsız Denetçiler tarafından denetlenmiş finansal tablolar, tüm dünyada menfaat sahipleri  açısından gerçeği doğru ve dürüst olarak yansıtan güvenilir finansal tablolar olarak kabul edilmektedir.

Bağımsız denetim kapsamı dışında kalan işletmelerin finansal tablolarının yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde hazırlanıp, sunulmasına izin verilmiş olsa da, ticaret hukukumuz da yeralan hükümlerinde geçerli olduğunun unutulmaması gerekmektedir.
Türkiye Denetim Standartları’nda, yürürlükteki mevzuat çerçevesinde hazırlanan finansal tabloların, “mevzuata uyum çerçevesi” ile bağımsız denetime tabi olacağı alenidir. Finansal raporlama çerçevesi uyulması zorunlu belli kurallar koymuş ise vergi kanunları öyledir, - Bu durum da raporlama çerçevesi “mevzuata uyum çerçevesidir.” Bağımsız Denetim raporu da “mevzuata uyum çerçevesine” göre düzenlenir.

Netice :

Yusuf Has Hacip asırlar önce 1070 yılında yazdığı “Kutadgu Bilig” adlı eserinde bu güncel sorunun kaynaklarına değinmiş.

Öncelikle milletin devlet üzerinde üç hakkı bulunduğunu ve bunu ödemesi gerektiğini belirtiyor.  
Bu haklardan ilki gümüşü temiz tut ve ayarını gözet.
İkincisi millete doğru yasa ver ve
Biri diğerine zulmederse gör.
Böylece halka hakkını ödemiş olursun ve sen de hakkını isteyecek durumda olursun diyor.
 
Devletin millet üzerindeki haklarının,
İlki emirlerine değer versinler ve yerine getirsinler
İkincisi de hazinenin hakkını kısmasınlar ve zamanında ödesinler diyor.
Demek ki önce uygulanacak doğru yasa(lar) ortaya konulacak sonra da uyulması beklenecek. Devlet böyle olmalı millet de böyle olmalı, böylece huzur olur diyor.

Ekonominin motorları konumundaki firmalarımızın  değerli sahip ve yöneticilerine, firma değerinin arttırılmasına katkı sağlayacak, Bağımsız Denetim hizmetlerinin sağladığı avantajlar konusunda, küresel hizmet sağlayıcı konumunda olan bağımsız denetçilerden detaylı bilgi edinmelerini, ihtiyaçtan kaynaklanan bir hizmet olarak  değerlendirilmesini önermekteyim.

Maliye idaresinin vergi incelemesi konusundaki hızı ve çalışmaları ile bugün gelinen noktada, vergisel risklerin de minimize edilebilmesi amacıyla Bağımsız Denetim ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanılmasını önermekteyim.

İşletme varlıklarının finanse edilmesinde, yabancı kaynak kullanan firmalara menfaat sahiplerinden olan finans kurum ve kuruluşlarına sunulmak üzere Bağımsız Denetim hizmetlerini önermekteyim.

Firmanın menfaatleri doğrultusunda ; Pay ve menfaat sahiplerinin bilgi ihtiyacını karşılamak amacıyla hazırlanan finansal tablolar için Bağımsız Denetim hizmet ihtiyacının olup olmadığı konusunda öncelikle karar verilmesi gerekmektedir.   

Küresel hizmet olarak tanımlanan ve Türkiye’nin 2023 Vizyonu içerisinde 150 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedeflerine katkı sağlaması beklenen, küresel bir olgu olan Bağımsız Denetim hizmetlerini sağlayacak olan, Bağımsız Denetçinin hangi şehirde yada hangi ülkede olduğunun bir önemi bulunmamaktadır. Kamu Gözetimi Kurumu’nun www.kgk.gov.tr web sitesinden denetim yetkisine haiz bağımsız denetçilere ulaşılması mümkündür.    

Savaş Yıldız



Devamını Oku…

Şube İşyeri İçin Tescil Şart Mıdır?

Soru: Şube işyeri için tescil yapılması gerekli midir ?

Cevap: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 159 uncu maddesinde, "Aynı teşebbüs veya işletmeye dahil bulunan iş yerlerinin sayısında vukua gelen artış veya azalışları mükellefler vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar." hükmü yer almakta ve aynı Kanunun 168 inci maddesinde de, değişiklik bildirimlerinin bildirilecek olayın vukuu tarihinden itibaren bir ay içerisinde mükellef tarafından vergi dairesine yapılacağı belirtilmektedir.

Ancak, anılan Kanunda ticari işletmelere ait şubelerin ticaret siciline tescil edilmesine dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu nedenle, mükelleflerin mükellefiyeti devam ederken bu iş nevine dair iş yeri sayısında bir artış söz konusu olduğunda, değişiklik bildirimi olarak mütalaa edilerek bir ay içinde ilgili vergi dairesine bildirilmesi ve bu bildirimi alan vergi dairesince de mükellefiyetin tesis edilmesi gerekmektedir.

Buna göre, farklı vergi daireleri yetki alanı içinde ilave işyeri açılması durumu nedeniyle yeni mükellefiyet tesisinde, gerçek kişilerde konu ile ilgili yazılı bildirimin, tüzel kişilerde de ilave iş yeri açılması ile ilgili yönetim kurulu kararının noter tasdikli bir örneğinin vergi dairesine verilmesi yeterlidir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, şube açılışlarına ilişkin olarak yapılacak bildirimlerde, şube açılışına dair tescil belgesi ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin vergi dairesine ibraz zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ayrıca, söz konusu şube işyerinin Türk Ticaret Kanununun amir hükümleri gereğince ticaret siciline tescil edilmesi zorunludur.

Koray Ateş

Kaynak: http://www.muhasebetr.com/sorucevap/haber_oku.php?haber_id=1824

Devamını Oku…

18 Kasım 2015 Çarşamba

Patron Süre Dolmadan İşten Çıkartabilir Mi?

İşverenlerin işçilerini işten çıkartırken uymaları gereken kurallar var. Eğer işçi, işverenle belirli bir süre için anlaştı ise sözleşme süresinin bitimini beklemesi gerek.

Okurlarımızdan Osman Bey gönderdiği e-postasında, bu senenin başında bir ehliyet kursunda eğitici olarak göreve başladığını, işverenle bir senelik belirli süreli iş sözleşmesi imzaladıklarını, ancak işvereninin bir sebep göstermeden ekim ayının sonunda kendisini işten çıkardığını söylüyor ve sözleşmedeki süre bitmeden işten çıkartıldığı için ne yapması gerektiğini ve haklarının ne olduğunu soruyor.
Belirli süreli iş sözleşmeleri sıkça karşılaşılan bir sözleşme türü. Bu sözleşmeler 3 aylık, 1 yıllık, 3 yıllık gibi belli tarihler şeklinde olabileceği gibi; bir binanın yapımı, bir tesisatın kurulumunun yapılması gibi belirli bir işin tamamlanması şeklinde de hazırlanabiliyor.

İşveren zararı karşılamak zorunda
Belirli süreli iş sözleşmesinde belirlenen sözleşmeye aykırı olarak, işveren belirlenen sürenin dolmasından önce sözleşmeyi feshederse, işçinin uğrayacağı zararı gidermek zorunda. Bu durumda işveren, iş sözleşmesinin fesih tarihinden, sürenin bitimine kadar olan ücreti tazminat olarak işçiye öder.
Osman Bey’in sorusunda olduğu gibi normalde bir yıllık hazırlanan belirli süreli iş sözleşmesi sebep olmaksızın ekim ayının sonunda feshedilmişse geriye kalan iki aylık ücreti işçi tazminat olarak isteyebilir. Eğer ödenmezse işçi tarafından iş mahkemesine dava açılması gerekir.
Hemen belirtelim ki hâkim, dava sonucunda karar verirken işçinin başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı geliri tazminattan indirebilir ve başka bir tazminat tutarı belirleyebilir.

Sözleşme yazılı olmalı
Belirli süreli iş sözleşmeleri kural olarak yazılı olmalı. Aksi taktirde iş ilişkisinin belirli süreli olduğu öne sürülemiyor.
Ayrıca bu sözleşmelerde iş ilişkisinin ne zaman biteceği taraflarca önceden belirlenmeli. Böylece belirlenen sürenin, tarihin, olgunun gerçekleşmesi ile sözleşme kendiliğinden sona eriyor.
Ancak, sözleşmenin feshini gerektirecek haklı bir neden ortaya çıkarsa sözleşme sürenin bitiminden önce de taraflarca sona erdirilebilir. Haklı bir neden olmadan, belirlenen sürenin bitiminden önce sözleşme sona erdirilse haksız fesih söz konusu olur ve tazminat ödenmesi gerekebilir.

İhbar tazminatı ödenmez
Osman Bey gibi belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışanlar için, sözleşmenin süre sonunda kendiliğinden sona ermesi veya süre bitmeden önce işverenin haklı ya da haksız nedenlerle sözleşmeyi feshetmesine bakılmaksızın ihbar tazminatı söz konusu olmuyor. Yani bu sözleşmelerde işten çıkarmanın belli süre öncesinden işçiye haber verilmesine gerek yok.
Dolayısıyla bu durumda işçi ihbar tazminatına hak kazanamıyor ve hatta sözleşmede ihbar tazminatının ödeneceğine dair hüküm bulunsa dahi ihbar tazminatı istenemiyor.

Kıdeminiz yetersiz
Belirli süreli iş sözleşmeleri işveren tarafından haksız bir şekilde sona erdirilirse veya işçi haklı bir sebeple işten ayrılırsa işverenin kıdem tazminatı ödemesi gerekiyor. Çünkü İş Kanunu'nda kıdem tazminatı için sözleşme türü ayrımı yapılmamış.
Ancak sorumuzu soran Osman Bey'in işyerinde 10 aylık çalışması olduğu için kıdem tazminatı alması söz konusu değil. Çünkü bir işçinin kıdem tazminatı alması için en temel kural, işyerinde en az bir yıllık çalışmasının (kıdeminin) olması. Osman Bey, bu şartı sağlamadığı için kıdem tazminatı alamaz.  

Mehmet Bulut

Kaynak: http://www.meydangazetesi.com.tr/patron-sure-dolmadan-isten-cikartabilir-mi-makale,1894.html

Devamını Oku…

E-Arşiv Hakkında Bilinmesi Gerekenler (53 Soru - Cevap)

E-ARŞİV ZORUNLULUĞU 1.1.2016’DA BAŞLIYOR! FİRMALARI BİZ DE GEÇMEK ZORUNDA MIYIZ TELAŞI BAŞLADI.


AŞAĞIDAKİ 53 SORU VE CEVAP İLE HER SEKTÖRDEKİ FİRMANIN DURUMUNA AÇIKLIK GETİRİLDİ.

İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1.1.2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır. Kapsama giren mükelleflerin belirlenen tarihten önce e-fatura ve e-arşiv başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlamaları gerekmektedir.

Elektronik ticaret: Fizikî olarak karşı karşıya gelmeksizin, elektronik ortamda gerçekleştirilen çevrim içi iktisadi ve ticari her türlü faaliyeti,

Hizmet sağlayıcı: Elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişileri,
433 Nolu Vergi Usul Tebliğinde İnternet Satışı “Mal ve hizmetlerin sipariş ve satın alma süreçlerinin tamamının internet üzerinden gerçekleştiği satış biçimini” ifade emektedir.

SORU 1- İNTERNET ÜZERİNDEN 2015 YILINDA SATIŞA BAŞLAYANLARIN DURUMU
2014 yılı brüt satış hasılatı 5 milyon üzerinde, ancak internetten satışa 2015 yılında başladık.  1.1.2016’da e-arşiv’e geçmek zorunda mıyız?
Cevap 1- E-Arşiv uygulamasına 1.1.2016 tarihinde zorunlu geçecekler için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekiyor.
1-İnternet üzerinden satış yapılması,
2- 2014 yılında brüt satış hasılatı (İnternet üzerinden yapılan satışlar dâhil) 5 milyon üzerinde olması,
Ancak 2014 yılında internet üzerinden mal satışınız yoksa yani 2015 yılında internet üzerinden mal satışına başlamış iseniz,  2014 yılı cironuz 5 milyonu aşmış olsa dahi 01.01.2016 tarihinden itibaren e-arşiv kullanma zorunluluğunuz bulunmamaktadır.

SORU:2- SEYAHAT ACENTELERİ ÜZERİNDEN SATIŞ YAPAN OTELLERİN DURUMU
Şirketimiz otel işletmeciliği yapmakta olup kendi internet sitemizden satışımız yoktur. Fakat çalıştığımız seyahat acenteleri, kendi sitelerinden otelimiz odalarının satışını yapmaktadırlar.
Bu durumda biz ciroyu aşıyor olsak da, internet üzerinden satış yapmış oluyor muyuz? Dolayısıyla e-arşiv kapsamında Efatura mükellefi olmamız gerekiyor mu?
Cevap 2- E-arşiv fatura uygulamasına geçme zorunluluğunun şartlarından biri internet üzerinden satış yapmaktır. Gerçekleştirdiğiniz faaliyetin 'internet üzerinden yapılan satış olup olmadığı' hususunu (35 numaralı) Elektronik Ticaretin İzlenmesi ve Ödeme Sistemleri Müdürlüğüne yazıyla başvurarak ya da e-ticaret@gelirler.gov.tr adresine e-posta göndererek bilgi alabilirsiniz

SORU 3- İHRACAT İŞLEMLERİNDE E-ARŞİV UYGULAMASI
E-Arşiv’e tabiyiz. İhracat yaptığımızda,  ihracat faturalarını nasıl keseceğiz ve gümrüğe nasıl ibraz edeceğiz
Cevap 4-E-arşiv fatura kullanıcıları; e-faturaya kayıtlı olmayan vergi mükelleflerine ve nihai tüketicilere fatura düzenlemek durumunda oldukları satışlarda e-arşiv faturası düzenlemek zorundadırlar.
E-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükellefler,   mal ihracı ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye'de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamındaki satışları için düzenleyecekleri faturalarını,   1.1.2016 tarihinden itibaren e-fatura olarak düzenlemek zorundadırlar.
İhracata ilişkin faturaların,  e-fatura olarak düzenlenmesi ve gönderilmesine ilişkin usul ve esaslar www.efatura.gov.tr adresinde yayımlanan "e-Fatura Uygulaması Gümrük işlemleri Kılavuzu’nda ayrıntılı olarak açıklanacaktır.

SORU 4- E-ARŞİV FATURASI İLE BİRLİKTE ÖKC FİŞİ DE ÇIKACAK MI?
Cevap 4-E-arşiv fatura da kâğıt fatura gibi TTK, VUK ve diğer vergi kanunu hükümlerine tabidir.
 Fatura kesme sınırının altındaki işlemler için ÖKC'den perakende satış fişi kesilmeye devam edilecektir.
Bu sınırın üstünde kalan tutarlardaki alışverişlerde ya da alıcının talep ettiği durumlarda,
 e-arşiv faturası kesilmelidir.
E-arşiv faturayı, alışveriş esnasında oluşturup çıktısını alıcıya verdiğiniz takdirde ÖKC'den bilgi fişi düzenlemenize gerek yoktur.

SORU 5- 2014 YILI İÇİNDE İNTERNETTEN SATIŞA SON VERENLERİN DURUMU
Şirketimiz 2014 Yılının Eylül ayına kadar internet üzerinden satış yapmıştır.
 Bu tarihten itibaren ise internet satışı bulunmamaktadır.
 2014 yılı gelir tablomuzdaki internet satışı brüt tutarı beş milyon TL'nin altındadır. Ancak diğer perakende satışları da eklediğimizde beş milyon TL tutarı geçmiştir.
2015 yılında ise internetten satışımız bulunmamaktadır.  Bu durumda E-arşive geçme zorunluluğumuz var mıdır?
Cevap 5- E-Arşiv uygulamasına 1.1.2016 tarihinde zorunlu geçecekler için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekiyor.
1-İnternet üzerinden satış yapılması,
2- 2014 yılında brüt satış hasılatı (İnternet üzerinden yapılan satışlar dâhil) 5 milyon üzerinde olması,
2014 yılında,  İnternet üzerinden yaptığınız mal ve hizmet satışları ile internet üzerinden yapmadığınız mal ve hizmet satışlarınızın brüt tutarlarının toplamı 5 milyon liranın üzerinde olduğundan iki şartı da sağlamaktasınız.  Bu durumda 1.1.2016 tarihinden itibaren e-arşiv faturaya geçme zorunluluğu bulunmaktadır.
2015 yılında internet üzerinden mal ve hizmet satışlarınızın olmaması bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.

SORU 6-E-ARŞİV RAPORUNUN DÜZENLENME DÖNEMİ
433 Nolu VUK Tebliğinde,” düzenlendiği aya ait olan e-arşiv raporundan kasıt fatura tarihinin içinde olduğu ay mıdır,  yoksa e-arşiv sisteminde imzalandığı ay mıdır?
 Örnek olarak; Eylül dönemine ait e-arşiv raporunu 15 Ekim tarihinde GİB’e göndermemizden sonra,   20 Eylül tarihli bir fatura gelirse,  bir sonraki aya (Ekim)  ait e-arşiv raporunu oluşturup 15 Kasım tarihinde GİB’e gönderirken geç gelen bu fatura bilgilerini de Ekim/2015 dönemi raporunda mı göndermeliyiz. Yoksa fatura tarihinin ait olduğu 1-30 Eylül dönemi raporu için ilave bir rapor bölümü mü göndermeliyiz?
Cevap 6-Bahsi geçen konu süreler itibariyle VUK hükümlerine tabi olmakla beraber teknik olarak ilgili faturayı size ulaştığı tarihi içeren raporla birlikte gönderebilirsiniz. Örneğin 16 Ekimde tarafınıza ulaşan 20 Eylül tarihli faturayı 1-31 Ekim içerikli rapora ekleyerek 15 Kasım tarihinde göndermeniz gerekmektedir.

SORU 7- ÖZEL ENTEGRATÖR DEĞİŞİMİ
Şirketimiz yaklaşık 9 aydır e-arşiv fatura kapsamında özel bir entegratör firması ile çalışmaktadır. Almış olduğumuz karar gereği özel entegratör firmasında değişiklik yapmak istiyoruz. Süreç nasıl işleyecek ?
Cevap 7-Özel entegratörlerden e-arşiv hizmeti alan mükellefler, istemeleri halinde izin almış başka özel entegratöre geçiş yapabilirler. Bu geçiş ay sonu itibariyle yapılabilir.
 Eğer böyle bir geçiş planlanıyorsa, mükellefin o ayın paketlerini bölmeden bulunduğu özel entegratörle tamamını gönderip, yeni ayda yeni özel entegratörle paketlerini göndermeye devam etmesi gerekmektedir.

SORU 8- E-ARŞİV FATURANIN AZAMİ YEDİ GÜN İÇİNDE DÜZENLENMESİ
İnternet üzerinden mal satışı yapmakta ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satışımızın tutarı 5 milyon liranın üzerinde olması nedeniyle 1/1/2016 tarihinden itibaren e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundayız.
Alıcıların kimler olduğu ve ne miktarda mal alacakları belli olmayan ve alıcılara iş yerlerinde teslim edilmek üzere, kendi nakil aracımız ile mal göndermekte, nakil vasıtasına yüklenen tüm mallar için tek bir sevk irsaliyesi düzenlemekte ve düzenlenen sevk irsaliyesinin müşterinin adı ve adresi bölümüne “Muhtelif Müşteriler” ibaresi ile nakil vasıtasının plaka numarası ve sürücünün (satışa yetkili kişinin) adını yazmakta alıcıların talep ettiği miktarda teslim edilen malların faturalarını malın teslimi anında düzenlemekteyiz. Ayrıca, her satış için sevk irsaliyesi düzenlemeyerek, faturaya iş yerinde teslim edildiğine ilişkin şerh vererek satış yapmaktayız.
1/1/2016 tarihinden itibaren, yukarıda bahsedilen "Muhtelif Müşteriler" ibaresi ile düzenlediğimiz toplu irsaliyeler için her bir alıcıya malın teslimi anında satışı yapılan malların teslimi anında fatura düzenlenmesi yerine her bir alıcı için malın teslimi anında yeni bir sevk irsaliyesi veya Yeni Nesil Ödeme Kaydedici cihaz bilgi fişi düzenlenmesi ve teslim edilen mallara ilişkin e-Arşiv faturanın azami yedi gün içinde düzenlenmesi mümkün müdür?
Cevap 8- Ödeme kaydedici cihazlar üzerinden gerçekleştirilen ve e-fatura veya elektronik arşiv faturası ile belgelendirilen satışlarda, 3100 sayılı Kanun ve 426 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında yapılan düzenlemelere uygun olarak ödeme kaydedici cihazlardan (yeni nesil dâhil) düzenlenecek bilgi fişi, satış anında düzenlenmek ve satıcı veya yetkilisi tarafından imzalanmak şartıyla irsaliye yerine geçer.'
 E-arşiv faturada da kağıt faturalar gibi VUK ve diğer vergi kanunlarına tabi olup aynı hüküm ve süreler e-arşiv fatura için de geçerlidir.

SORU 9-E-FATURAYA GEÇEN ŞİRKET E-ARŞİVE GEÇMEK ZORUNDA MI?
İnşaat ve Taahhüt işleri yapan şirketimiz 01.01.2016 tarih itibariyle E-Fatura ve E-Defter i kullanmaya başlayacak, E-Arşiv 'e geçme zorunluluğumuz varmı?
Cevap 9- İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1/1/2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır. Kapsama giren mükelleflerin belirlenen tarihten önce efatura ve e-arşiv başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlamaları gerekmektedir.'
 Bu maddedeki iki şartı birden sağladığınızdan e-arşiv faturaya geçmek zorundasınız. İnşaat şirketi olmanız durumu değiştirmez.

SORU 10- FATURANINN ÖZEL ENTEGRATÖRE YÜKLEME SÜRESİ
Özel entegratörden E-Arşiv hizmeti alacak bir mükellef faturayı özel entegratöre ne zaman İşlem anında mı, gün sonunda mı, özel entegratör tarafından raporlanmadan önce mi?
Kasadan satış yapılması durumunda müşteriye e-arşiv faturası verilmeden önce özel entegratöre yükleme zorunluluğu var mı? Yoksa gün sonunda veya ay sonunda yükleme yapılabilir mi? Nihai tüketiciye yapılan satışlarda Yeni Nesil ÖKC ile yapılan ve fatura limit altı işlemler için ayrıca e-arşiv düzenlenmesi gerekmekte midir? 
Parekende sektöründe nihai tüketiciye yapılan satışlarda iade olması durumunda gider makbuzu düzenlenmektedir.
İade olması durumunda gider makbuzu mu düzenleyecek yoksa e-arşiv iade faturası mı düzenleyecek.

Cevap 10-Elektronik Arşiv Raporlarının Başkanlık Sistemine Aktarımı süresi;
 e-Arşiv izni alan mükellefler ve e-arşiv hizmeti verme konusunda başkanlıktan izin alan özel entegratörler, elektronik ortamda oluşturdukları belgelere ilişkin olarak, Başkanlığın www.efatura.gov.tr internet adresinde yayımlanan veri formatı ve standardına uygun e-Arşiv Raporunu aylık olarak oluşturup takip eden ayın 15 nci günü saat 24:00’a GİB sistemine e-Arşiv Kılavuzu Aralık 2014 Versiyon: 1.1 21/26 aktaracaklardır.
E arşiv raporu başkanlık sistemine aktarılmadan önce faturalarınızı özel entegratörlere iletmeniz gerekmektedir. Dolayısıyla e-arşiv faturaların müşteriye verilmeden önce özel entegratöre aktarılma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Fatura düzenleme limiti altında kalan satışlar için e-arşiv fatura düzenlenmesine gerek yoktur, perakende satış fişi ile işlem yapılabilir.

SORU 11- E-ARŞİV FATURASININ İRSALİYE YERİNE GEÇMESİ
Kendi araçlarınızla müşterilerinize sevk ettiğimiz ürünler için e arşiv faturası üzerine irsaliye yerine geçer ibaresini eklememiz ayrıca sevk irsaliyesi düzenleme zorunluluğunu ortadan kaldırır mı? Yoksa faturanın malın teslimi anında düzenlenmesinden kasıt müşterilerimize iş yerimizde yapmış olduğumuz teslimler midir?
Cevap 11-Alıcısına malın yanında kâğıt olarak verilen fatura, irsaliyeli fatura yerine kullanılabilir. Ancak bu imkândan yararlanabilmek için faturanın, malın teslimi anında düzenlenmesi ve "İrsaliye yerine geçer." ifadesinin yazılması zorunludur.
 KDV Kanunu 2. Maddesi; 'Teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir. Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir. Bu durumda, kendi araçlarınızla müşterilerinize sevk ettiğiniz ürünler için e arşiv faturası üzerine irsaliye yerine geçer ibaresini eklemeniz ayrıca sevk irsaliyesi düzenleme zorunluluğunuzu ortadan kaldırır.
 Öte yandan VUK ve TTK da fatura için belirlenen hükümler e fatura ve e arşiv fatura için de geçerlidir.

SORU 12— ARŞİV RAPORLARINDA, PAKET NUMARALARI BİRBİRİNİ TAKİP ETMEK ZORUNDA MIDIR?
Arşiv raporlarında, paket numaraları birbirini takip etmek zorunda mıdır? Örneğin, aynı dönem içerisinde birden fazla paket oluşturduğumuz firmalar için, herhangi bir paketin başarılı olmaması durumunda bir sonraki paketi gönderebiliyor muyuz? Bu paket daha sonra iptal olduğunda, aynı numaralı paketin size tekrar iletilmesi gerekmekte midir? Bölümlerde yer alan başlangıç ve bitiş tarihlerinin müteselsil olması nasıl takip edilmektedir?
Örneğin;
Rapor Sıra No - BasTar - BitTar
    1 - 01/01/2015 - 05/01/2015
    2 - 06/01/2015 - 10/01/2015
    3 - 11/01/2015 - 13/01/2015
 2 numaralı rapor hata alırsa, bu rapor paketi daha sonra, farklı bir ID ile yeniden oluşturuluyor olacak ve bölümdeki tarih aralığı daha sonra gönderilmiş olacak. Bu şekilde uygun mudur?
Cevap 12-Uygulamada part numaraları birbirlerini takip etmelidir.
 Herhangi bir part hatalı olursa hatalı partı yeniden oluşturarak yeniden yükleyebilirsiniz. Düzgün yüklenen partları silmeden hatalı partı yeniden oluşturarak yeniden yükleyebilirsiniz.

SORU 13- E-ARŞİV UYGULAMASINA GEÇEN MÜKELLEFİN DAHA ÖNCE MATBAADA BASTIRDIĞI FATURALARIN KULLANILMASI?
01.01.2016 tarihinden önce matbaadan bastırılmış olan birçok faturamız mevcuttur. e-Arşiv uygulamasına geçiş yaptığımızda bu faturaları da kullanabilir miyiz?
Cevap 13- e-arşiv faturası uygulamasına geçildikten sonra zorunluluk ya da gönüllülük esası uygulamada bir fark yaratmamaktadır. Her iki şekilde de e-arşiv faturası uygulamasına geçildikten sonra sadece e-arşiv faturası düzenlenebilmektedir.

SORU 14- E-ARŞİV FATURASININ İRSALİYE YERİNE GEÇMESİ
1.E-Arşiv faturası üzerinde düzenlenme tarih ve düzenlenme zamanı bulunmaktadır. İnternetten yapılan bir satışın müşteriye kargolanması sürecinde, oluşturulan e-arşiv faturasının üzerinde "irsaliye yerine geçer" ibaresi olan çıktısının alınarak ürün ile beraber gönderilmesi yeterli midir? Yolda denetimlerde bu çıktı kullanılabilir mi? Yoksa ayrıca irsaliye düzenlenmesi gerekmekte midir?
 2. Kasada yapılan satışlarda ürün teslim edilirken kâğıt fatura verme zorunluluğu var mıdır? Yani müşteri satın aldığı bir ürün için kâğıt fatura istemez sadece elektronik ortamda iletilmesini talep ederse yine de bilgi fişi veya irsaliye vermek gerekir mi?
Cevap 14-1- 433 seri numaralı VUK Genel Tebliğinin ilgili maddelerine uygun olan durumlarda malla birlikte gönderilen 'İrsaliye yerine geçer' ibareli e-arşiv faturası yeterlidir, ayrıca irsaliye düzenlemeye gerek yoktur.
2- Kasada yapılan satışlarda düzenlenen e-arşiv faturanın çıktısı, bilgi fişi ya da irsaliye düzenlenmesi gerekmektedir. Müşterinin talebi doğrultusunda e-arşiv faturası sadece elektronik ortamda da iletilebilir.

SORU 15- 2014 YILI 5 MİLYONLUK HADDE İNTERNET DIŞI SATIŞLARIN DÂHİL OLMASI
 Firmam TV ve internet üzerinden mal satışı yapıyor. 2014 yılında hasılatım 5 milyon üzerinde fakat İnternet satışım sadece 40 bin TL. Bu durumda 1.1.2016 tarihinde e-arşive geçmek zorunda mıyım?
Cevap 15- İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1/1/2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır. Kapsama giren mükelleflerin belirlenen tarihten önce e-fatura ve e-arşiv başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlamaları gerekmektedir. Bu iki şartı birlikte taşıdığınız için  1.1.2016 tarihine kadar e arşiv kullanma zorunluluğunuz bulunmaktadır.

SORU 16- 2014 YILI İNTERNET SATIŞI YOK ANCAK 5 MİLYON ÜZERİNDE DİĞER MAL SATIŞI OLMASI DURUMUNDA E-ARŞİV
2014 Brüt Satış hasılatımız 5 milyon lira üzerinde. Fakat internet satışımız yok.
İnternet satışına 01.01.2016 tarihinde başlayacağız. Bu durumda 01.01.2016 tarihinde E-Arşiv kullanma zorunluluğumuz başlıyor mu?
Cevap 16-İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1.1.2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır.  Bu maddedeki iki şartı birden sağlayanların e-arşiv faturaya geçme zorunluluğu bulunduğundan, 2014 yılında internet üzerinden satışı bulunmayanların 01.01.2016 tarihinden itibaren e-arşiv kullanma zorunluluğu bulunmamaktadır.

SORU 17- İNTERNET SİTELERİNİ TANITIM AMAÇLI KULLANAN MÜKELLEFLERİN E-ARŞİVE GEÇMESİ
Sahibinden.com,  gittigidiyor.com,  araba.com vs. İnternet sitelerinin sayfaları, tanıtım amaçlı kullanılmaktadır. Firmamızın2014 yıllık cirosu Beş Milyon TL geçmektedir. Bu durumda E Arşive geçilmesi zorunlu mudur?
Cevap 17- İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1.1.2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır.
 E-arşiv kullanma zorunluluğu kapsamında olmanız için bu iki şartı birlikte taşıyor olmanız gerekmektedir.
433 Nolu Vergi Usul Genel tebliğinde,” İnternet Satışı Mal ve hizmetlerin sipariş ve satın alma süreçlerinin tamamının internet üzerinden gerçekleştiği satış biçimini,” ifade ettiği açıklanmıştır.
İnternet siteleri sadece tanıtım(reklam )  amaçlı kullanıyorsa, ürün siparişi ve satın alma işleminde kullanılmıyorsa internet üzerinden ticaret olarak değerlendirilemeyecek ve e-arşive tabi olunmayacaktır.

SORU 18- 2014 YILI 5 MİLYONLUK CİRO SADECE İNTERNET SATIŞI MI OLMALI?
-1. E Arşive geçme zorunluluğu olanlar için 5milyon TL ciro şartı sadece internet Ticaret cirosu mudur? Yoksa şirketin 2014 yılında yaptığı ciro mudur?
2. Eğer ki 2014 yılı şartlarını sağlayıp E- Arşive geçme zorunluluğu bulunan mükellefler, 2015 yılında İnternet Ticaret satışlarını kapatırsa hala E-Arşive geçmek zorunda mıdır?
3. E-Arşive geçtikten sonra mağazalarda nihai tüketiciye yapılan satışlarda alıcının isteğine bağlı olarak E-fatura değil de kâğıt fatura kullanımına devam edilebilir mi?
Cevap 18-
1- 2014 yılı gelir tablonuz brüt satış hasılatı tutarı ( şirketinizin toplam satış hasılatı) 5 milyon lira ve üzerindeyse ve internet satışınız da varsa 01.01.2016 tarihinden itibaren e-arşiv fatura sistemine geçmeniz gerekmektedir.
2- 2015 yılında E-ticaret satışlarınızı sonlandırmanız e-arşiv uygulamasını kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.
3- E-arşiv faturaya kayıtlı kullanıcılar diledikleri zaman kâğıt fatura düzenleyemezler, irsaliyeli fatura oluşturamazlar.

SORU 19- E-FATURA KULLANICISINA E-ARŞİV FATURASI KESİLMEK ZORUNLU MU?
Cevap 19- 397 seri numaralı VUK Genel Tebliği kapsamında olan e-fatura uygulayıcıları e-fatura kullanıcılarına yalnızca e-fatura düzenleyebilirler. Düzenlenen e-faturalarda iade bölümü bulunmayacaktır.
 Çünkü e-fatura kullanıcıları aralarında yaptıkları işlemlerde iade faturası düzenleyeceklerdir.

Soru 20- E Arşiv Faturanın İptali
Elektronik ticaretle ilgili faaliyet gösteren bir firmayız. E-fatura ve e-arşiv fatura kesmek için gereken bilgileri firmalar internet üzerinden sipariş oluştururken giriyorlar. Bir firma geçmiş aylarda vermiş olduğu 50 sipariş (50 fatura) bilgileri (vergi kimlik no) yanlış girdiği için E fatura kesilmesi gerekirken, E arşiv fatura kesilmiş. Geçmiş aylarda kesilen bu faturaları e fatura olarak tekrar düzenlememiz adına kesilen e arşiv faturalarını ne yapmalıyız? Düzeltmeyi nasıl yapabiliriz?
Cevap 21- E-arşiv faturaları iptale çekip iptal edildiği ayın e-arşiv raporuna ekleyebilirsiniz.

SORU 22- E-ARŞİV FATURALARININ MAİL YOLUYLA EK OLARAK GÖNDERİLMESİ
Cevap 22-www.efatura.gov.tr internet adresinde yayımlanan e-fatura format ve standardının kullanılması ve söz konusu faturanın basılabilir görüntüsünün eklenmesi koşuluyla...' ibaresinde ''e-arşiv faturanın basılabilir görüntüsünün eklenmesi'' hususu da açıkça belirtmiştir.

SORU 23- E-FATURA KULLANICISI OLMAYAN MÜKELLEFE E-ARŞİV FATURASI GÖNDERİLMESİ
e-Fatura kullanma zorunluluğu olmayan mükelleflere düzenleyeceğim e-Arşiv faturasını e-posta ile iletmem uygun olur mu?
Cevap 23- e-Arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturanın kâğıt ortamında teslim edilmesi esastır. Ancak e-arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturalar, alıcısının talebi doğrultusunda ve www.efatura.gov.tr internet adresinde yayımlanan e-fatura format ve standardının kullanılması ve de söz konusu faturanın basılabilir görüntüsünün eklenmesi koşuluyla e-fatura uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere elektronik ortamda da iletilebilecektir.
433 seri numaralı VUK Genel Tebliğine göre,  alıcının talebi var ise e arşiv fatura sadece elektronik ortamda iletebilir kağıt çıktı göndermek zorunda kalmazsınız. Alıcının bu talebi tarafınıza herhangi bir elektronik iletiyle iletmesi ya da yazılı olarak talep etmesi şeklinde olabilir.

SORU 24- İNTERNET SİTELERİ ÜZERİNDEN SİPARİŞ ALANLAR E-ARŞİVE TABİ OLMASI
-Yemek Sepeti internet sitesi üzerinden alınan siparişlerin,
-İnternet üzerinde işlem yapan Borsa Aracı kurum, esas faaliyeti dışında arızi olarak internet üzerinden Demirbaş Satışı,
-Başka firma tarafından kurulan internet sitesi üzerinden firmamız ürünlerinin satışı halinde,
-Test amaçlı kurulmuş ve müşteri uygulaması henüz başlamamış İnternet sitesinin varlığı halinde,
-Otel Web sitesi üzerinden Online Rezervasyon işlemi yapılması halinde,
-Turizm amaçlı faaliyet gösteren başka internet siteleri üzerinden otel rezervasyonu yapılması halinde,
 E-Arşiv sistemine tabi olunacak mı?
Cevap 24-
Elektronik ticaret: Fizikî olarak karşı karşıya gelmeksizin, elektronik ortamda gerçekleştirilen çevrim içi (online)  iktisadi ve ticari her türlü faaliyeti,
Hizmet sağlayıcı: Elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişileri,
433 Nolu Vergi Usul Genel tebliğinde,” İnternet Satışı Mal ve hizmetlerin sipariş ve satın alma süreçlerinin tamamının internet üzerinden gerçekleştiği satış biçimini,” ifade ettiği açıklanmıştır. Una göre;
-Yemek Sepeti internet sitesi üzerinden sipariş alan mükellef, bu satışların 2014 yılı cirosu 5 milyon aşarsa 1.1.2016 tarihinden itibaren e-arşiv’e tabi olacak.
-İnternet üzerinde işlem yapan Borsa Aracı kurum, esas faaliyeti dışında arızi olarak internet üzerinden Demirbaş Satışı varsa şartları taşıyorsa e-arşive tabi olacak.
-Başka firma tarafından kurulan internet sitesi üzerinden firmamız ürünlerinin satışı halinde, 2014 yılı ciro haddinin aşılması şartıyla e-arşive tabi olunacak. İnternet sitesinin sahipliği şartı aranmayacak.
-Test amaçlı kurulmuş ve müşteri uygulaması henüz başlamamış İnternet sitesinin varlığı halinde,1.1.2016 tarihinde e-arşive geçme zorunluluğu yok.
-Otel Web sitesi üzerinden Online Rezervasyon işlemi yapılması halinde, 2014 yılı cirosunun online satışlarla birlikte 5 milyon olması halinde 1.1.2016 tarihinde e-arşive geçilecek.
-Turizm amaçlı faaliyet gösteren başka internet siteleri üzerinden otel rezervasyonu yapılması halinde, bu tür rezervasyon dâhil 2014 ciro 5 milyon ise e-arşive geçilmesi zorunlu.

SORU 25- E-ARŞİV UYGULAMASINDA İRSALİYE VE FATURA AYNI ANDA MI DÜZENLENECEK
e-Arşiv'e geçtikten sonra depoda hazırlanan koliler müşteriye irsaliye ile iletiliyor. Fatura irsaliye ile aynı anda oluşmuyor. Malı irsaliye ile gönderip,  faturayı mail olarak müşteriye iletebilir miyiz? 
Cevap 25- 433 seri numaralı VUK Genel Tebliğinde belirtilen kurallar çerçevesinde faturayı elektronik ortamda gönderebilirsiniz

SORU 26- İNTERNET ÜZERİNDEN PİZZA SİPARİŞİ ALAN MÜKELLEFLERDE E-ARŞİV
Şirketimiz pizza satışı yapmakta olup, müşterilerimiz telefon veya internet üzerinden bize siparişlerini bildirmekte, alınan siparişler müşterinin evi veya iş yerine teslim edilerek, büyük oranda tahsilat kapıdan mobil pos cihazları ile yapılmaktadır. Kısmen bir kısım müşteri, sipariş verdikleri bazı web sitelerinin online tahsilat bölümünden ödemelerini yapmaktadırlar. (Örn. yemek sepeti vb.)
Cevap 26- Gerçekleştirdiğiniz faaliyetin Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi hakkında kanuna göre,  elektronik ticaret kapsamında olup, 2014 yılı cironun en az 5 milyon olması halinde 1.1.2016 tarihinde e-arşiv uygulamasına tabisiniz.

SORU 27- ŞUBEYE MAL SEVKİNDE KÂĞIT İRSALİYE DÜZENLENECEK Mİ?
 Kendi şubeleri arasında malları sevk ederken (dâhili sevk irsaliyesi) düzenlenmektedir.
E-arşiv sonrasında kendi içimizdeki malların aktarımı için dâhili sevk düzenlenmesi kâğıt ortamında aynen devam edecek mi?
Cevap 27- E-arşiv fatura uygulaması sevk irsaliyesinin düzenlenmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmamakta sadece bir takım kolaylıklar sağlamaktadır.
 Örneğin; Vergi Usul Kanunu 433 seri numaralı tebliğinde, e-Fatura Uygulamasından yararlanma hakkı olup henüz kayıtlı olmayan mükelleflere e-Arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen fatura kâğıt ortamında teslim edilir. Bu kapsamda, alıcısına malın yanında kâğıt olarak verilen fatura, irsaliyeli fatura yerine kullanılabilir. Ancak bu imkândan yararlanabilmek için faturanın, malın teslimi anında düzenlenmesi ve “İrsaliye yerine geçer.” ifadesinin yazılması zorunludur.'' ayrıca e-Arşiv Uygulamasından yararlanan mükellefler irsaliyeli fatura düzenleyemezler.
VUK 230 uncu maddesinin 5 numaralı bendinde ise "... Malın, bir mükellefin birden çok işyerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gereklidir..." hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla şubeler arası mal sevkiyatında internet üzerinden satış söz konusu olmadığından sevk irsaliyesi düzenleme zorunluluğunuz ortadan kalkmamaktadır.

SORU 28- İNTERNET ÜZERİNDEN DE BEYAZ EŞYA SATIŞI OLANLARIN DURUMU
2014 Yılında Brüt Satışlarımız 8.000.000 TL dır Perakende olarak Beyaz eşya, zücaciye, halı satışı yapmaktayız. Fazla olmamakla beraber bazı ürünler internet ortamında satış yapılmıştır. 2016 yılında e-arşiv uygulamasına geçmek zorunluluğu varmı? Varsa Önce e-Fatura, E-defter ve E-arşiv mi olacaktır. ?
Cevap 28-  İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1.1.2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır. Kapsama giren mükelleflerin belirlenen tarihten önce e-fatura ve e-arşiv başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlamaları gerekmektedir.  Bu iki şartı birlikte taşıdığınız için 1.1.2016 tarihine kadar e arşiv kullanma zorunluluğunuz bulunmaktadır.
Uygulamadan yararlanmak için mükelleflerin 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen e-Fatura Uygulamasına kayıtlı olmaları gerekmektedir.
 E-arşiv fatura kullanıcısı olmak için öncelikle e-fatura kullanıcı olmak gerekmektedir, ancak e-defter uygulamasına geçme zorunluluğunuz bulunmamaktadır.

SORU 29- İNTERNET FİRMASINA ÜRÜN SATANLARIN E-ARŞİV DURUMU
 İnternet üzerinden satış yapan ve 2014yılı brüt satış tutarı 5 milyonu geçen mükellefler,  bu satışlarını internet üzerinden ürün satışı yapan firmalara yapması halinde e-arşiv uygulamasına tabi olacak mı?
 Cevap 29-İnternet üzerinden satış yapan firma olmadığınızdan zorunlu e-arşiv uygulamasına tabi değilsiniz.
Ürünlerinizi satın alıp internet üzerinden satan firma şartların oluşması halinde 1.1.2016 tarihinde e-arşiv uygulamasına tabi olacak.

SORU 30- TEST AMAÇLI OLUŞTURULAN İNTERNET SİTESİ
Test amaçlı oluşturulmuş henüz müşteri uygulamasına başlanılmayan internet sitesinin E-Arşiv sistemine tabi olma durumu,
Matbaacılık faaliyeti ile iştigal eden 2014 yılında 5. Milyondan fazla cirosu olan şirketimizin, İnternet üzerinden müşterilerinden sipariş almak ve satış yapmak üzere 2014 yılında oluşturduğu ayrı bir internet sitesi, hala test aşamasında olup teknik sebeplerden dolayı (bir,iki test amaçlı kullanım dışında) tam olarak kullanılmaya başlanılmamıştır.
 E- Arşiv Uygulamasına geçiş zorunluluğu kapsamında;
 1- Test amacıyla kurulmuş ve fiili olarak müşteri kullanımı ve uygulaması henüz başlatılmamış İnternet sitesi tebliğ kapsamında dikkate alınacak mıdır?
 2- Ayrıca İnternet sitesini 2015 yılında tam olarak kapatmamız halinde tebliğ kapsamında E.Arşiv zorunluluğumuzun değerlendirilmesini rica ederiz.
Cevap 30- 2014 yılında,  İnternet üzerinden mal ve hizmet satışlarınız bulunmakta ve toplam mal ve hizmet satışlarınızın brüt tutarlarının toplamı 5 milyon liranın üzerinde olduğundan iki şartı da sağlamaktasınız.  Bu durumda 1.1.2016 tarihinden itibaren e-arşiv faturaya geçme zorunluluğu bulunmaktadır. İnternet sitesi deneme süresi içinde olmakla birlikte fiilen satış yapılmış olduğundan e-arşiv zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.
2015 yılında internet üzerinden mal ve hizmet satışlarınızın olmaması bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.

SORU 31- ONLİNE OTEL REZERVASYONU YAPILMASI
E-fatura mükellefi olan bir otelin web sayfasında Online Rezervasyon butonu var. Siteyi ziyaret eden kullanıcılar burayı tıkladıktan sonra Konaklayacağı tarihleri seçerek (örneğin 1 ay sonrası) rezervasyon yaptırıyor ve Kredi Kart bilgilerini girerek işlemi sonlandırıyor.
Rezervasyon esnasında, Müşteriden sadece Ön ödeme alınıyor, Faturası ise müşteri konaklama yapıp otelden ayrılırken kesiliyor.
Web sayfası üzerinden satış yapıldığı anda fatura kesilmediği için Bu işletme yine de e-arşive geçmek zorunda mıdır?
Cevap 31- 2014 yılında bu şekilde online otel hizmetinizin bulunması ve bunla dahil toplam cironuzun 5 milyon ve üzeri olması halinde, 1.1.2016 yılında zorunlu e-arşive geçmeniz gerekir.

SORU 31- BAŞKA İNTERNET SİTELERİNDEN OTEL REZERVASYONU ALINMASI
Turizm sektöründe faaliyet gösteren şirketimize ait internetten satış sitemiz yok.
Ancak İnternet üzerinden; booking.com, bookinturkey.com, expedia.com, venere.com, easytobook.com, hotel.de, iati.com, otelz.com, otelrezervasyonsistemi.com, reseliva.com, travelclick.com, booklogic.com gibi sitelerden rezervasyon almaktayız.
Bu durumda e-arşiv sistemine girmek zorunluluğumuz doğar mı?
Faturayı kimin kestiği bu noktada önemli mi?
Cevap31- Aracı hizmet sağlayıcı: Başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan aracı hizmet sağlayıcılardan aldığınız hizmet elektronik ticaret kapsamına girmektedir. Dolayısıyla aracı hizmet sağlayıcılar vasıtasıyla internet üzerinden otel hizmeti satmaktasınız. Bu nedenle 2014 yılı cironuzun 5 milyonu aşması şartıyla 1.1.2016 yılında e-arşive girmek zorunlu.

SORU 32- YEMEK SEPETİ İNTERNET SİPARİŞLERİ ALAN MÜKELLEFLERİN E-ARŞİV ZORUNLULUĞU
Firmamız yemeksepeti.com’dan sipariş almakta, E-arşiv mükellefiyetimiz doğar mı? İnternet üzerinden satışlarda faturayı kimin kestiğinin önemi var mı?
Cevap 32- Aracı hizmet sağlayıcı: Başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan aracı hizmet sağlayıcılardan aldığınız hizmet elektronik ticaret kapsamına girmektedir. Dolayısıyla aracı hizmet sağlayıcılar vasıtasıyla internet üzerinden yemek  hizmeti satmaktasınız. Bu nedenle 2014 yılı cironuzun 5 milyonu aşması şartıyla 1.1.2016 yılında e-arşive girmek zorunlu.

SORU 33- E-FATURAYA TABİ OLMAYAN E-TİCARET FİRMASININ E-ARŞİV GEÇMESİ
E-Ticaret işletmemiz i e-fatura ya tabi değil,  e-arşiv sistemi geçmek zorunlu mu?
Zorunlu ise sadece e-arşiv sistemini mi kullanacak yoksa beraberinde e-faturaya da tabi olunacak?
Cevap 33-İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1.1.2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır. Kapsama giren mükelleflerin belirlenen tarihten önce efatura ve e-arşiv başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlamaları gerekmektedir. E arşiv faturaya geçmek için de öncelikle e faturaya geçmek gerekmektedir. 

SORU 34- E-ARŞİV UYGULAMASI E-DEFTER UYGULAMASINI GEREKTİRİR Mİ?
 İnternet satışı nedeniyle 2016 itibariyle e arşiv fatura kullanma mükellefiyeti doğan bir firma, e fatura mükellefiyeti doğmasa bile e defter kullanma zorunluluğu doğar mı?
Cevap 34-  E-arşiv fatura uygulamasından yararlanmak için mükelleflerin 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen e-Fatura Uygulamasına kayıtlı olmaları gerekmektedir. Dolayısıyla 1.1.2016 tarihi itibariyle e-arşiv fatura kullanma zorunluluğu bulunan mükelleflerin öncelikle e-fatura uygulamasına geçmeleri gerekmektedir. Bu mükellefler için e-defter mecburiyeti bulunmamakta olup istedikleri takdirde e-defter başvuru şartlarını taşımaları halinde e-defter uygulamasına geçebilmektedirler.

SORU 35- E-ARŞİV UYGULAMASINDAN ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?
Cevap 35-İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1.1.2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır. Bu iki şartı birlikte taşıyan mükellef sonradan şartları karşılayamasa da mükellefiyeti sonlanana kadar e-arşiv kullanıcısı olmaya devam edecektir. Bu nedenle faaliyet devam ederken e-arşiv uygulamasından çıkmak mümkün değil.

SORU 36-  İNTERNET ÜZERİNDEN HEDİYE SATIŞLARINDA E-ARŞİV FATURA
 İnternet sitesinden yapılan hediye satışlarında,  paketlerle birlikte belge gönderme zorunluluğu var. Ancak hediye olduğu için fiyat bilgisi bulunan bir belgenin paket birlikte gitmesi istenen bir durum değil. Bu durumda kâğıt fatura sürecinde irsaliye, hediye ile birlikte gönderiliyor, fatura da muhatabına iletiliyor.
Cevap 36- E-arşiv faturasında sevk irsaliyesinin seri numarasını ve tarihini belirtmek şartıyla malı sevk irsaliyesiyle gönderebilirsiniz

SORU 37- E-ARŞİV UYGULAMASINDA E-FATURAYA TABİ OLMAYANLARA KÂĞIT FATURA DÜZENLENMESİ
Cevap 37-  e-Fatura Uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere e-Arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturanın kâğıt ortamında teslim edilmesi esastır. Ancak e-arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturalar, alıcısının talebi doğrultusunda ve www.efatura.gov.tr internet adresinde yayımlanan e-fatura format ve standardının kullanılması ve de söz konusu faturanın basılabilir görüntüsünün eklenmesi koşuluyla e-fatura uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere elektronik ortamda da iletilebilecektir.

SORU 38- VERGİ MÜKELLEFİ OLMAYANLARA E-ARŞİV FATURANIN TESLİMİ
Cevap 38- e-Arşiv Uygulaması kapsamında,  vergi mükellefi olmayanlara düzenlenen fatura, alıcının rızasına bağlı olarak kâğıt veya elektronik ortamda teslim edilir. Vergi mükellefi olmayan alıcı tarafından elektronik ortamda teslimi istenen fatura internet dâhil olmak üzere her türlü elektronik araç ve ortamlar vasıtasıyla iletilebilir. Vergi mükellefi olmayanlara yapılan satışlarda fatura, malın teslimi ya da hizmetin ifası anında elektronik ortamda iletiliyorsa müşteriye bu faturanın kâğıt çıktısı verilir. Bu durumda çıktının satıcı veya yetkilisi tarafından imzalanması zorunludur. Bu imkândan yararlanabilmek için faturanın malın teslimi anında düzenlenmesi zorunludur.

SORU 39- BAŞKASINA AİT İNTERNET SİTESİNDEN SATIŞ YAPILMASI
Firmamız N11.com üzerinden satış yapmakta ve 2014 brüt satışı 5 milyon üzerindedir. Firmamıza ait bir internet satış sitesi bulunmamaktadır. N11.com sitesi üzerinden satış yapmamızdan dolayı  E Arşiv uygulamasına geçmek zorunda mıyız?
Cevap 39- İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1.1.2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır. Kapsama giren mükelleflerin belirlenen tarihten önce e-fatura ve e-arşiv başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlamaları gerekmektedir.'' Dolayısıyla firmanızın 1.1.2016 tarihine kadar e arşiv uygulamasına geçme hazırlıkları tamamlanmalıdır. İnternet sitesine sahip olmamak engel değildir.

SORU 40- E-ARŞİV UYGULAMASINDA FATURANIN GÖNDERİLMESİ
 Mükellefler e-Arşiv Uygulaması kapsamında elektronik belge biçiminde oluşturdukları faturayı alıcısına kâğıt ortamında teslim ederler.
Kâğıt masrafından ve posta masrafından da tasarruf etmek amacıyla Vergi mükellefi olan müşterilerimize e-arşiv faturayı elektronik ortamda gönderebilir miyim?
Cevap 40- E-Arşiv Uygulamasından yararlanma izni verilen mükellefler;
7.1 397 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Getirilen e-Fatura Uygulamasına Kayıtlı Olmayan Mükelleflere Faturanın Teslimi  
e-Fatura Uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere e-Arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturanın kâğıt ortamında teslim edilmesi esastır. Ancak e-arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturalar, alıcısının talebi doğrultusunda ve www.efatura.gov.tr internet adresinde yayımlanan e-fatura format ve standardının kullanılması ve de söz konusu faturanın basılabilir görüntüsünün eklenmesi koşuluyla e-fatura uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere elektronik ortamda da iletilebilecektir. Öte yandan, alıcısına malın yanında kâğıt olarak verilen fatura, irsaliyeli fatura yerine kullanılabilir. Ancak bu imkândan yararlanabilmek için faturanın, malın teslimi anında düzenlenmesi ve "İrsaliye yerine geçer." ifadesinin yazılması zorunludur.
7.2 E-Arşiv Uygulaması kapsamında, bu Tebliğin 3-c bendine göre vergi mükellefi olmayanlara düzenlenen fatura, alıcının rızasına bağlı olarak kâğıt veya elektronik ortamda teslim edilir. Vergi mükellefi olmayan alıcı tarafından elektronik ortamda teslimi istenen fatura internet dâhil olmak üzere her türlü elektronik araç ve ortamlar vasıtasıyla iletilebilir.
 Vergi mükellefi olmayanlara yapılan satışlarda fatura, malın teslimi ya da hizmetin ifası anında elektronik ortamda iletiliyorsa müşteriye bu faturanın kâğıt çıktısı verilir. Bu durumda çıktının satıcı veya yetkilisi tarafından imzalanması zorunludur. Bu imkândan yararlanabilmek için faturanın malın teslimi anında düzenlenmesi zorunludur.
Dolayısıyla alıcı firmaların e arşiv faturalarını elektronik ortamda almak istediklerini herhangi bir iletişim aracıyla dahi olsa talep etmeleri firmanızın düzenlediği e arşiv faturalarını elektronik ortamda iletmeniz için yeterlidir.

SORU 41-  E-FATURA VE E-DEFTER KULLANICISIYIZ 
e-arşiv için herhangi bir özel entegrasyon kullanma şartı varmı? 2-zaman damgasını kullanıyoruz sadece e-defter için mi geçerli?
Cevap 41- 1-E- arşiv fatura için özel entegratör kullanabilir dilediğiniz takdirde uygulamayı kendi bilgi işlem sisteminiz üzerinden kullanmak için www.efatura.gov.tr internet adresinde yayımlanan e-Arşiv Başvuru Kılavuzu’nda açıklanan koşullara uygun olarak başvuru yapabilirsiniz.
2- Zaman damgasını e- arşiv raporları için de kullanabilirsiniz.

SORU 42- E-ARŞİV FATURA SADECE İNTERNET SATIŞLARI İÇİN Mİ DÜZENLENECEK?
E-arşiv izni aldıktan sonra (aynı zamanda e-fatura kayıtlı kullanıcısıyız) sadece internet üzerinden yapılan satışlarımızda mı bu izne göre faturalarımızı düzenleyeceğiz? Yoksa tüm satışlarımıza; e-faturaya kayıtlı olmayan mükelleflere veya Parekende satış yapılan tüketicilere de bu sistemde mi düzenlemeliyiz? Yâda onlara kâğıt ortamında fatura ve Parekende satış fişi düzenlemeye devam edecek miyiz?
Cevap 42-Bu Tebliğ kapsamında e-Arşiv Uygulamasından yararlanma izni verilen mükellefler;
a) 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen e-Fatura Uygulamasına kayıtlı olanlara düzenledikleri faturaları anılan Tebliğe göre e-fatura olarak oluşturmak, iletmek, muhafaza ve istenildiğinde ibraz etmek zorundadırlar.
b) 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen e-Fatura Uygulamasına kayıtlı olmayan vergi mükelleflerine e-Arşiv Uygulaması kapsamında fatura oluşturmaya, kâğıt ortamında göndermeye ve oluşturulan faturaların ikinci nüshasını elektronik ortamda muhafaza ve istendiğinde ibraz etmeye zorunludurlar.
c) Vergi mükellefi olmayanlara ise e-Arşiv Uygulaması kapsamında fatura oluşturmaya, müşterilerinin talebi doğrultusunda elektronik ortamda iletmeye veya kâğıt ortamında göndermeye, oluşturulan faturaların ikinci nüshasını elektronik ortamda muhafaza etmeye ve istenildiğinde ibraz etmeye zorunludurlar.
E-Arşiv faturası sadece internet üzerinden satışlar için geçerli değildir.

SORU 43- KENDİ MAĞAZASINDAN VE İNTERNET İLANLARI İLE SIFIR VE 2. EL ARAÇ SATIŞINDA E-FATURA
 2014 brüt satış hasılatımız 5 milyon TL üzerinde.  Sahibinden.com vb. sitelerde ilan yayınlayarak satış yapıldı.  Bu durumda 1.1.2016 da zorunlu olarak e-arşiv e geçecek miyiz?
Cevap 43-  Araç satışları noterden yapıldığından internet üzerinden araç satışı yapılamayacağı sadece tanıtıcı ilan verileceği, bu itibarla elektronik ticaret kapsamında olmadığı düşünülmektedir. Dolayısıyla e-arşiv uygulaması zorunluluğu olmayacaktır.

SORU 44- E-ARŞİV FATURA İPTALİ
E-arşiv faturayı gönderdikten sonra kaç günde iptal edebilirim.  Bireylere satış yapılıp,  fatura kesilip gönderilen ürün iade edildiğinde,   süre 8 günün çok üstünde olduğundan müşteri birey olduğu için iade faturası kesemiyor.
Cevap 44- VUK ve TTK da fatura için belirlenen hükümler e fatura ve e arşiv fatura için de geçerlidir. İtiraz ve iade işlemlerinde söz konusu kanunların ilgili hükümlerine göre yapılmalıdır. Diğer taraftan internet ile yapılan satışlarda müşteri malı iade etmek isterse elektronik ortamda kendisine iletilen faturanın kâğıt çıktısını alır ve iadeye ilişkin bölümü doldurarak mal ile birlikte malı satana geri gönderir. Yani e-arşiv faturada iade bölümü bulunmaktadır.

SORU 45- İNTERNET ÜZERİNDEN SATIŞ YOKSA E-ARŞİV ZORUNLU MU?
Cevap 45-İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1.1.2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır.
433 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği' nin 10. maddesinde belirtildiği üzere e-Arşiv Uygulaması zorunluluğunun doğması için yukarıda sayılan iki şartın birlikte sağlanması gerekmektedir. Bu iki şart gerçekleş ise e-arşiv zorunluluğu yoktur. Mükellef isterse geçebilir.

SORU 46- 2015 YILINDA İNTERNET SATIŞINA SON VERENLER İÇİN E-ARŞİV ZORUNLULUĞU VAR MI?
2014 yılında 5 milyon üzeri brüt satışımız ve internetten satışımız vardı, ancak 2015 yılı içerisinde internet satışlarımıza son vermiş bulunmaktayız. E-Arşiv'e geçme zorunluluğumuz var mıdır?
Cevap 46- 433 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği' nin yayım tarihi itibariyle söz konusu şartları taşıyor olmanız e-Arşiv Uygulamasına geçme zorunluğu getirmektedir.
2015 yılında internet satışlarına son verilmesi E-arşiv uygulamasına geçişten kurtarmaz.

SORU 47- MÜSTAHSİL MAKBUZLARI E-ARŞİV KAPSAMINDA MI?
Üreticiden almış olduğumuz ürünlerin karşılığında VUK gereği müstahsil makbuzu düzenlemekteyiz. Müstahsil makbuzlarını e-arşiv kapsamında düzenleyebilir miyiz?
Cevap 47- e-Arşiv Fatura Vergi Usul Kanunu'nda belirtilen "Fatura" belgesi kapsamındadır. Dolayısıyla müstahsil makbuzunun yerine e-Arşiv fatura düzenlenmesi söz konusu değildir.

SORU 48- İNTERNET SATIŞI VE 5 MİLYON CİRO ŞARTI BİRLİKTE Mİ ARANACAK?
Cevap 48- İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1.1.2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır. Bu maddeye göre iki şartı birlikte sağlıyorsanız 1.1.2016 tarihinde e arşiv fatura kullanma sorumluluğunuz doğmaktadır.
İki şarttan birisinin olması yeterli değil. Yani 2014 yılı internet satış var, 5 milyon ciro yok. 5 milyon ciro var internetten satış yok. Her iki durumda e-arşiv zorunluluğu yok.

SORU 49- E-FATURAYA KAYITLI OLANLAR İÇİN E-ARŞİV ZORUNLULUĞU YOK MU?
Cevap 49- İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1.1.2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır.
e-Arşiv Uygulamasına geçmenin ön koşulu e-Fatura Kayıtlı kullanıcısı olmaktır. Dolayısıyla e-Arşiv uygulamasına geçmek için e-fatura uygulamasına da geçilmesi gerekmektedir. Bu nedenle e-fatura kullanıcısı olmak e-arşiv muafiyeti getirmez.

SORU 50- E-FATURA MÜKELLEFLERİ İÇİN E-ARŞİV FATURAYA GEÇİŞ ZORUNLU MU?
e-fatura uygulamasına tabi olan mükellefler ihtiyari ve zorunlu olarak e-arşiv fatura uygulamasına ne zaman geçiş yapacaklardır?
Cevap 50- e-Arşiv Uygulaması zorunluluğu; Elektronik Fatura Kayıt Sistemi (EFKS) kapsamında faturalarını elektronik ortamda oluşturma ve muhafaza izni almış olan mükellefler için en geç 01.04.2015'e kadar, İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira  olan mükellefler için ise 01.01.2016'ya kadar zorunlu geçiş vardır.
Diğer mükellefler için e-Arşiv Uygulaması ihtiyari bir uygulamadır, isterlerse geçerler.

SORU 51- ENTEGRATÖRLER E-FATURA KULLANICILARI İÇİN E-ARŞİV ZORUNLU DİYORLAR DOĞRU MU?
Cevap 51-  Aşağıdakilerin dışında kalan mükellefler ihtiyari olarak e- arşiv uygulamasına geçebilirler, zorunluluk yoktur.
-İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yapan ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatı tutarı 5 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, en geç 1/1/2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçmek zorundadır.
-Elektronik Fatura Kayıt Sistemi (EFKS) kapsamında faturalarını elektronik ortamda oluşturma ve muhafaza izni almış olan mükellefler, 433 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin yayım tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde e-arşiv uygulamasına geçmek zorundadır. 
Yukarıdakilerin dışında olanlar için e-arşiv zorunluluğu yoktu ihtiyaridir.

 SORU 52- 2015 YILINDA İNTERNET SATIŞLARINA SON VERENLER
2014 dönemi brüt satışımız 5 Milyon TL'nin üzerinde gerçekleşecek. Bu dönem itibarı ile internet satışımız var ancak 31.12.2015 tarihi itibarı ile e-ticaret işimizi bitirmeyi düşünüyoruz. E-arşiv zorunluluğumuz olacak mı?
 Cevap 52- 433 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği' nin yayım tarihi itibariyle İnternet üzerinden satış yapıyor ve 2014 Brüt satış hasılatınız 5 milyon ve üzerinde ise 31.12.2015 de mükellefiyetiniz devam ediyor ise internet üzerinden satış faaliyetiniz son bulsa da e-arşive başvuru yapma zorunluluğunuz bulunmaktadır. 31.12.2015 tarihinde internet satışlarına son vermek e-arşiv zorunluluğundan kurtarmaz.

SORU 53- "SAHİBİNDEN.COM.","GİTTİ GİDİYOR" GİBİ SİTELER ÜZERİMDEN SATIŞ YAPANLARIN DURUMU
 Ürünün pazarlamasını ve tanıtımını yukarıdaki firmalar yapıyor. Satışın gerçekleşmesi durumunda faturasını alıcıya şirketimiz kesiyor.  2014 yılı e-ticaret dâhil toplam ciromuz 5 milyon üzerinde. 01.01.2016 tarihi itibarı ile e-arşive geçecek miyiz?
Cevap 53- İnternet üzerinden mal ve hizmet satışı yaptığınız ve 2014 yılı gelir tablosu brüt satış hasılatınız 5 milyon lira üzerinde olduğu için 1.1.2016 tarihine kadar e-Arşiv Uygulamasına geçme zorunluluğunuz bulunmaktadır.

Hayrullah Doğan

Devamını Oku…