29 Şubat 2016 Pazartesi

Gider Pusulasında Tutar Sınırı ve Şartları Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Bilindiği üzere gider pusulası 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 234 üncü maddesinde şöyle belirtilmiştir; Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için gider pusulası düzenlenir ve bu düzenlenen gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir.

Burada ilk etapta vergiden muaf esnaf tanımına bakacak olursak GVK’nın 9. Maddesi açıkça belirtmiştir ki;

1. Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler (Parantez içi cümle: 22.07.1998 tarih ve 4369 sayılı Kanunun 26 ncı maddesiyle ve 01.01.1999 tarihinden geçerli olarak değişmiştir.) (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç)

2. Bir iş yeri açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müstehlike iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı tamircisi, kundura boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hamallar gibi küçük sanat erbabı;

3. Köylerde gezici olarak her türlü sanat işleri ile uğraşanlar ile aynı yerlerde aynı işleri bir işyeri açmak suretiyle yapanlardan 47 nci maddede yazılı şartları haiz bulunanlar (51 inci madde şümulüne girenler bu muafiyetten faydalanamazlar);

4. Nehir, göl ve denizlerde ve su geçitlerinde toplamı 50 rüsum tonilatoya (50 rüsum tonilato dahil) kadar makinesiz veya motorsuz nakil vasıtaları işletenler; hayvanla veya bir adet hayvan arabası ile nakliyecilik yapanlar (Bu bentte yazılı ölçüler, birlikte yaşayan eşlerle velayet altındaki çocuklar hakkında veya ortaklık halindeki işletmelerde, bu kimselerin veya ortaklığın işlettiği vasıtalar toplu olarak nazara alınmak suretiyle tespit edilir.);

5. Ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçiler;

6. Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, kırpıntı deriden üretilen mamuller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.

7. (06.06.2008 tarih ve 26898 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5766 sayılı Kanunun 8/a maddesiyle eklenmiştir. Yürürlük: 01.07.2008) Ticari işletmelere ait atıkları mutat olarak veya belli aralıklarla satın alanlar hariç olmak üzere, bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle her türlü hurda maddeyi toplayarak veya satın alarak bu malların ticaretini yapanlara veya tekrar işleyenlere satanlar;

8. Yukarıdaki 1-7 numaralı bentlerde sözü edilen işlere benzerlik gösterdikleri, Danıştay'ın muvafık mütalaası üzerine, Maliye Bakanlığınca kabul ve ilan olunan ticaret ve sanat işleri ile iştigal edenler vergiden muaf esnaf statüsündedir. Bu statüde bulunanlardan yapılacak mal ve hizmet alımları için GVK 94’üncü madde de stopaj oranları belirlenmiştir;
-Hurda mal alımlarında %2
-Diğer mal alımlarında %5
-Hizmet alımlarında %10 (mal ve hizmet bedeli ayrılmıyorsa bu kapsamdadır)

Ancak vergiden muaf esnaf sayılmayan yani nihai tüketici olan vatandaşlara gider pusulası düzenlenmekte fakat stopaj uygulanmamaktadır.

İşte bu düzenlenen gider pusulalarındaki bedellerde bir üst tutar sınırının olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Konu ile ilgili olarak Maliye Bakanlığının 02.01.2012 tarihli B.07,1.GİB.4.41.15.02-VUK-2011/5-2 sayılı özelgesinde konuya açıklık getirilmiş ve gider pusulalarında gösterilen bedellere ilişkin bir üst tutar sınırının olmadığı açıkça belirtilmiştir. Burada dikkat edilecek en temel husus vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti esastır ilkesine riayet ederek usul hükümleri çerçevesinde kurallara uymak olacaktır.

1-) Gider Pusulası Vergi Usul Kanunun 234.maddesinde düzenlenmiş olup, ihtiva etmesi gereken şekil şartları aynı maddede sayılmıştır. Gider Pusulası mutlaka iki nüsha olarak düzenlenmelidir.

2-) Gider Pusulası vergiden muaf esnaftan ve ya vergi mükellefi olmayan nihai tüketiciden alınan mal ve hizmetler karşılığında alıcı tarafından düzenlenmektedir. Aynı zamanda Gider Pusulası nihai tüketici tarafından yapılan mal ve hizmet iadelerinde ve gene nihai tüketiciler tarafından alınan mal ve hizmetlerin bedellerinde bir iskonto ve ya indirim talebi sonucu da düzenlenmektedir.

3-) Vergiden muaf esnaf tarafından alınan mal ve hizmetlerde kanunun öngördüğü oranlarda Gelir Vergisi Kesintisi yapılmalı ve bu kesintiler vergi sorumlusu sıfatıyla muhtasar beyannamede beyan edilip ödenmelidir. Muhtasar Beyannamede vergiden muaf esnaftan alınan mal ve hizmetler 145 tür koduyla, hurda alımları ise 146 tür koduyla girilmelidir.

4-) Nihai tüketicilerin iade ettiği mal ve ya hizmetlerle ilgili ve ya nihai tüketiciye satıştan sonra yapılan  indirimler karşılığında Gider Pusulası düzenlenmelidir. İadelerde Gider Pusulasının ekine ilgili satışa ait fatura ve ya perakende satış fişi konulmalı, eğer satış evrakı kayıp ise bu durum Gider Pusulasına düşülecek bir şerhle muhakkak ifade edilmelidir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise iadeye ve ya indirime ait KDV’nin, indirim konusu yapılabilmesi için Gider Pusulasında iade ve ya indirim bedelinden ayrı olarak gösterilmesi gerektiğidir.

5-) Son olarak dikkat edilmesi gereken diğer bir hususta Gider Pusulasının karşı tarafa muhakkak imzalatılması gerekliliğidir. Bu şekil şartına uyulmadığı takdirde en başta Özel Usulsüzlük Cezası ile karşılaşılacağı açıktır.


Ozan Bingöl





Devamını Oku…

Gayrimenkul Satış Kazancı İstisnası (KVK 5/1-E)

I-GİRİŞ

Şirket açısında sermaye kavramı büyük öneme sahiptir. Kurumların mali yapılarının güçlendirilmesinin teşvik edilmesi amacıyla 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 5. Maddesinde istisna hükümlerine yer verilmiştir. Yazımızda bu hükümlerden “Taşınmaz” satışından doğran satış kazanç istisnasında yer alan başlıca noktalara değinilmiştir.

II-YASAL MEVZUATTA YER ALAN İSTİSNA HÜKÜMLERİ

KVK 5/1-e maddesine göre;
Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75'lik kısmı  kurumlar vergisinden müstesnadır.
1 Seri No’lu KVKGT’de ise “Taşınmaz” kavramını Türk Medeni Kanunun 704. Maddesine atıfta bulunarak istisnaya konu taşınmazları; 

     -Arazi,

     -Tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,
     -Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler
olarak sıralamıştır.
İstisna;
-Satışın yapıldığı dönemde kullanılır.
-İstisnadan yararlanılan kısım satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilmesi durumunda istisna nedeniyle tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.

*16.10.2011 tarihinde satışı yapılan taşınmaza ait satış kazancının %75’i fon hesabında tutulması durumunda 31.12.2016 tarihinden önce fon hesabından çekilmemesi gerekmektedir. Bu tarihten önce fon hesabından sermayeye ilave hariç çekilmesi durumunda ve firmanın tasfiyeye girmesi durumunda istisna nedeniyle tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı zamanda 31.12.2016 tarihinden sonrada işletmeden çekilmesi kar dağıtımı sayılacaktır.
-Satış bedeli satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci yılın sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Aksi takdirde istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.
-Taşınmaz iki tam yıl aktif de bulunmalıdır. 

*25.02.2014 yılında aktifleştirilen taşınmaz 24.02.2016 yılında satışı yapılırsa 2 tam yıl (730 gün) dolmadığından istisnadan yararlanamayacaktır.
-Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır. Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek; taşınmaz ticaretine konu edilen veya kiralama ya da başka surette değerlendirilen taşınmazların satış kazancı ise istisnaya konu edilmeyecektir.
Burada dikkat edilmesi gereken fiilen yapılmasa da ana sözleşmede taşınmaz ticareti alım satımı kiralanması yazması durumunda istisna hükümlerinden yararlanılabilir mi ? 

05.09.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.38.15.01-KV-20-185-102  sayılı özelge; 


“Bu açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz her ne kadar taşınmaz ticaretini fiilen yapmasa da, şirketin ana sözleşmesinde iştigal konuları arasında taşınmaz ticareti bulunması dolayısıyla, bilançoda duran varlıklar arasında kayıtlı olan ve 13.09.2004 tarihinde tescil edilen taşınmazın satışından elde edilen kazancın 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisnadan faydalanması mümkün bulunmamaktadır.”


25.02.2015 tarih ve 39044742-KDV.17.4-329 sayılı özelge;


“Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin esas faaliyet konusu her ne kadar taşınmaz ticaretinden ziyade başka şirketlere iştirak etmek olsa da, şirketinizin çok sayıda gayrimenkul alım ve satımı faaliyetiyle uğraşması nedeniyle taşınmaz satışından doğan kazancınız için Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-(e) bendindeki istisnadan yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.”
 
Tebliğde istisna uygulaması için taşınmazın tapuya tescil edilmiş olmasının gerektiği, tapuya tescili yapılmamış bir binanın satışından doğan kazanca istisna uygulanmayacağı açıklanmıştır. Ancak tapuya tescil işlemlerinin gecikmeler olması sebebiyle istisna şartlarından olan iki tam yıl süresinin hesaplamasında söz konusu taşınmazın fiilen kullanıldığının yapı inşaatı ruhsatı, vergi dairesi tespiti veya resmi kurum kayıtlarından birisi ile tevsik edilebilmesi mümkün olabilecektir.

09.01.2014 tarih ve 39044742-KDV.17.4-44 sayılı özelge;


“Bu hüküm ve açıklamalara göre, 2007 yılında satın alınan arsa üzerine inşa edilerek 2011 takvim yılında tamamlanan binanın satılması halinde satıştan elde edilecek kazancın %75'nin kurumlar vergisinden istisna olabilmesi için, satışı yapılan binanın kurum adına tapuya tescil edilmiş olması ve en az iki yıl şirket aktifine kayıtlı olması gerekmekte olup aktife kayıtlı bulundurma süresinin başlangıç tarihi olarak; binanın kurum adına tapuya tescil tarihinin değil inşaatın tamamlandığı ve bina olarak kullanılmaya başlandığı tarihin esas alınması gerekmektedir.”


07.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.01-130[2011-1-17-51]-817 sayılı özelge;
  

“Bu hüküm ve açıklamalara göre, arsa üzerinde inşa edilen ve aktife kaydedilen yeni binanın, en az iki tam yıl süreyle aktifinizde bulunduktan sonra satılması halinde maddede belirtilen şartlarla söz konusu istisnadan faydalanılabilecektir. Ancak, inşa edilen binanın cins tashihinin çeşitli nedenlerle şirketiniz adına tapuya tescilinin geç yapılmış olması durumunda ise yapı inşaatı ruhsatı, vergi dairesi tespiti veya resmi kurum kayıtlarından birisi ile tevsik edilmek şartıyla, satılan binanın iki yıllık aktifte bulundurulma süresinin başlangıç tarihi olarak, inşaatın tamamlandığı ve bina olarak kullanılmaya başlandığı tarih esas alınabilecektir.

Öte yandan, yeni inşa edilen binanın aktifte iki yıl bulunma süresinin tespitinde, arsa üzerinde daha önce bulunan ve yeni bina inşaatı için yıktırılan kargir apartmanın aktifinizde bulunduğu sürenin dikkate alınamayacağı ise tabiidir.”
28.03.2014 tarih ve 13334133-KVK-02-6 sayılı özelge de sehven şirket aktifine kaydedilmeyen gayrimenkulun satışından elde edilen bedelin istisna hükümlerinden yararlanılamayacağı belirtilmiştir.  

“Fiilen kullanılmakta olunsa bile aktife alınmamış gayrimenkullerin satışından doğan kazancın, kurumlar vergisinden müstesna tutulması mümkün değildir
Aktife alınma koşulu anılan Kanun maddesinin uygulamasında şekli bir şart olmayıp, asli bir şart olarak aranılmaktadır.”
Söz konusu istisnadan yararlanılması durumunda taşınmazların satışı ile ilgili ödenen komisyon, tapu harcı v.b. gibi giderlerin istisnaya isabet eden tutarın yani yapılan masrafların %75’inin mali karın tespitinde Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak beyan edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.  Bu hüküm Kurumlar Vergisi Kanunun 5/3 maddesinde açıklanmıştır. Buna göre; 

“İştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez.”

Örnek 1

Hizmet sektöründe faaliyet gösteren ABC A.Ş. 16.10.2012 yılında 1.000.000,00 TL maliyet bedeli ile aktifine almış olduğu bir binayı 31.12.2015 tarihinde 2.500.000,00 TL’ye satmıştır. Söz konusu bina için ayrılan birikmiş amortisman tutarı 80.000,00 TL olup, satış ile ilgili 125.000,00 TL tapu harcı, komisyon v.b. masraf yapılmıştır. Bu durumda;
Aktif Değer
        1.000.000,00  
Birikmiş Amortisman
              80.000,00  
Net Aktif Değer
           920.000,00  
Satış Fiyatı
        2.500.000,00  
Kar
        1.580.000,00  
İstisna Kazancı (%75)
        1.185.000,00  
Beyan Edilecek Kazanç (%25)
           395.000,00  

Yapılan Masraf
125.000,00
İstisna Nedeniyle KKEG Olarak Beyan Edilecek Tutar
93.750,00
Mali Karın Tespitinde Gider Olarak Dikkate Alınacak Tutar
31.250,00

Örnek 2

Tekstil sektöründe faaliyet gösteren Z A.Ş. 2010 yılında 400.000,00 TL maliyet bedeli ile aktifine almış olduğu bir taşınmazı 2013 yılında 800.000,00 TL’ye satmış olup, bu satıştan elde edilen kar tutarı olan 400.000,00 TL’nin 300.000,00 TL’si için istisna hükümlerinden yararlanılmıştır. Satış tutarının 600.000,00 TL’si 31.12.2015 tarihine kadar geri kalan 200.000,00 TL ise 2016 yılında tahsil edilmiştir. Bu durumda 2016 yılında tahsil edilen 200.000,00 TL’ye isabet eden tutar için istisnadan yaralanılması mümkün değildir.
(200.000 x %50) x %75 = 75.000,00 TL kazanç kısmı için istisnadan yararlanılması mümkün değildir. Dolayısıyla 75.000,00 TL için 2013 yılında tahakkuk ettirilmeyen kurumlar vergisi (geçici vergi dahil) vergi ziyaına uğramış olacağından vergi aslı, vergi ziyaı cezacı ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.

III-SONUÇ

Şirketlerin mali yapıların güçlendirmesine teşvik etmek amacıyla yapılan istisna uygulamasından yararlanmak için kısaca aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.

-Taşınmazın aktifte 2 tam yıl (730 gün) bulunması.
-Taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması. ( Bu işlerle uğraşanların faaliyetlerini sürdürmek için tahsis edilen taşınmazlar hariç)
-Satış tutarının satış yapılan yılı izleyen 2 yıl içinde tahsil edilmesi.
-Kazanca ilişkin istisna tutarının sermayeye ilave hariç işletmeden çekilmemesi.

Mustafa Akarslan

Devamını Oku…

Belgelerde Ticaret Kanununda Yer Alan Bilgilerin Bulunma Zorunluluğu

Soru: Belgelerde Ticartet Kanununda Yer Alan Bilgilerin Bulunma Zorunluluğu Ne Şekildedir?

Cevap: Bilindiği üzere; Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 3100 sayılı Kanunla, perakende ticaretle uğraşan ve hizmet ifa eden birinci ve ikinci sınıf tüccarlara Vergi Usul Kanununa göre fatura verme mecburiyeti olmayan satışların belgelendirilmesi için ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyeti getirilmiştir.
            Anılan Kanunla ilgili olarak yayımlanan 36 Seri No.lu Genel Tebliğin 2/a bölümünde; 01/01/1992 tarihinden itibaren yeni işe başlayan (ödeme kaydedici cihaz kullanmayı gerektiren bir işle uğraşan veya hizmet ifasında bulunan) mükelleflerde, işe başlama tarihinden itibaren, 30 gün içerisinde ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetinin başlayacağı açıklanmıştır.
            Öte yandan, 3100 sayılı Kanunun "Satış fişleri" başlıklı 3'üncü maddesinde; "Ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle verilen satış fişlerinde; satış fişini veren kişi veya kuruluşun adı ve soyadı veya ünvanının, adresinin, bağlı bulunduğu vergi dairesi ve hesap numarasının, satılan malların cinsi ve bedellerinin, vergili olup olmadıklarının ve bunlara ait toplamların, müteselsil fiş numarasının, işlem tarihinin, cihazın onaylandığını gösterir sembolün ve cihaz sicil numarasının gösterilmesi gerekir." hükmü yer almaktadır.
            Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Faturanın Şekli" başlıklı 230'uncu maddesinde ise; "Faturada  en az aşağıdaki bilgiler bulunur:
            1. Faturanın düzenleme tarihi, seri ve sıra numarası;
            2. Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret ünvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası;
            3. Müşterinin adı, ticaret ünvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası;
            4. Malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı;
            5. Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, ..." hükmü bulunmaktadır.
            Aynı Kanunun,  Mükerrer 257'nci maddesine istinaden çıkarılan Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmeliğin "Amaç ve Kapsam" başlıklı 1'inci maddesinde; Yönetmeliğin, fatura, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, gider pusulası, perakende satış vesikaları, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ve Bakanlıkça kullanılması zorunlu hale getirilen belgelerin üçüncü şahıslara basım ve dağıtım işlemlerine ilişkin şekil, şart, usul ve esaslar ile bunlara uyulmaması halinde uygulanacak cezai şartları belirlemek amacıyla düzenlendiği ifade edilmektedir.
            Mezkur Yönetmeliğin 7'nci maddesinde ise matbaa işletmecilerin basım ve dağıtımını yapacakları belgeler ve bu belgelerde bulunması zorunlu olan bilgiler ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Koray ATEŞ

Devamını Oku…

26 Şubat 2016 Cuma

Konut Kira Gelirlerinin Beyan Edilmesi Sırasında Dikkat Edilecek Hususlar

Mart ayı yaklaştıkça ev sahiplerini bir telaş sarmakta, malum mart ayı kira elde edenler için beyan verme zamanının geldiği anlamına geliyor. Son yıllarda Maliyenin ciddi anlamda bu işin peşine düşmesi ve kira geliri elde edip beyan vermeyen mükelleflerden cezalı olarak tahsilat yoluna gidilmesi, beyan veren mükellef sayısının artmasını sağladı.

Peki, konut kira geliri elde eden vatandaşlarımız nasıl beyanda bulunacak? Bu yıl istisna tutarı ne kadar olacak, kimler istisnadan yararlanabilecek? Kira gelirimizden, yaptığımız giderleri nasıl düşmemiz gerekiyor? Yazımız da bu soruların cevaplarını arayacağız.
193 sayılı GVK’ nun 70.maddesinde, “ Aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır:

1.
      Arazi, bina(döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahildir), maden suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı;
2.
      Voli mahalleri ve dalyanlar;
3.
      Gayrimenkullerin, ayrı olarak kiraya verilen mütemmim cüzileri ve teferruatı ile bilumum tesisatı, demirbaş eşyası ve döşemeleri;
4.
      Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar;
5.
      İmtiyaz, ihtira, İşletme hakları ile ticaret ünvanı, alameti farika gibi sair bilumum haklar;
6.
      Telif hakları (Bu gibi hakların müellifleri tarafından kiralanmasından doğan kazançlar, serbest meslek kazancıdır.);
7.
      Gemiler ve gemi payları (Motorlu olup olmamalarına ve tonilatolarına bakılmaz.)

Yukarıda yazılı mal ve haklar ticari veya zirai bir işletmenin bilançosuna dahil bulunduğu takdirde bunların iratları ticari ve zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanır.
Tüccarlara ait olsa dahi, bilançoya dahil bulunmayan gayrimenkullerle haklar hakkında bu bölümdeki hükümler uygulanır.
Vakfın veya tesisin gelirinden hizmet karşılığı olmayarak alınan hisseler bu kanunun tatbikinde gayrimenkul sermaye iradı addedilir.” hükmü yer almaktadır.


193 sayılı GVK’ nun 71.maddesinde, “ Gayrimenkul sermaye iradında safi irat, gayrisafi hasılattan iradın sağlanması ve idamesi için yapılan giderler indirildikten sonra kalan müspet farktır.” hükmü yer almaktadır.

193 sayılı GVK’ nun 72.maddesinde, “ Gayrimenkul sermaye iratlarında, gayrisafi hasılat, 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak naklen veya aynen tahsil edilen kira bedellerinin tutarıdır.

Ayın olarak tahsil edilen kiralar, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre emsal bedeli ile paraya çevrilir.

Kiracı tarafından gayrimenkulü genişletecek veya iktisadi değerini devamlı suretle artıracak şekilde gayrimenkule ilave edilen kıymetler, kira müddetinin hitamında bedelsiz (Kıymetlerin emsal bedelinden düşük değerle devri halinde, aradaki fark bedelsiz devir sayılır.) olarak kiralayana devrolunduğu takdirde, mezkûr kıymetler kiralayan bakımından, bu tarihte aynen tahsil olunmuş addolunur.

Gelecek yıllara ait olup peşin tahsil olunan kiralar, ilgili bulundukları yılların hasılatı sayılır. Şu kadar ki, ölüm ve memleketi terk hallerinde mükellefiyetin kalktığı dönemin hasılatı addolunur.

Gayrimenkul iradı sahipleri için,
1.      Ittıla hasıl etmeleri kaydiyle, namlarına, kamu müessesesine, icra dairesine, bankaya, notere veya postaya para yatırılması;2.      Kira olarak doğan alacağın başka bir şahsa temliki (Temlikin ivazlı olup olmadığına bakılmaz, ivazlı temliklerde ivazın tahsil şartı aranmaz.) veya kiracısına olan borcu ile takası tahsil hükmündedir.
Yabancı para ile yapılan ödemeler, ödeme gününün borsa rayici ile, borsada rayici yoksa Maliye Bakanlığınca tespit edilecek kur üzerinden Türk Parasına çevrilir.” hükmü yer alır.

Yukarıda yer verilen 193 sayılı Gelir Vergisi kanunu hükümleri göz önüne alındığında; konut veya işyeri kira geliri elde eden mükelleflerin (Gayrimenkulün mülkiyetinin kendi üzerinde olma şartı aranmıyor) elde ettikleri tutarları takip eden yılın (2014 yılında elde edilmiş kira tutarı 2015 yılında beyan edilir) Mart ayının 01-25 arasında beyan etmesi gerekmektedir.

Mükellefler geçmiş yıllara ait kira bedellerini, tahsil ettikleri yılda bu yılın geliri olarak beyan etmeleri gerekir.
Örneğin; 2013, 2014 yılları kira gelirleri topluca 2015 yılında tahsil edilirse, 2015 yılının geliri olarak beyan düzenlenir.

Gelecek yıllara ait olup peşin tahsil edilen kira bedelleri ise, gelirin ilgili olduğu yılın hasılatı olarak kabul edilmelidir.

Örneğin; 2013, 2014, 2015 kira gelirleri topluca 2013 yılında peşin tahsil edilmişse, her yıla ait gelir ilgili yılda beyan edilir.
193 sayılı GVK’ nun 21.maddesinde, “ Binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde elde edilen hasılatın 3.600TL si gelir vergisinden müstesnadır. İstisna haddi üzerinde hasılat elde edilip beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu istisnadan yararlanılamaz.

Ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar ile istisna haddinin üzerinde hasılat elde edenlerden, beyanı gerekip gerekmediğine bakılmaksızın ayrı ayrı veya birlikte elde ettiği ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayri safi tutarları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için yer alan tutarı aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar.” hükmü yer alır.

Devletin vatandaşına tanımış olduğu bu istisna sayesinde konut kira geliri elde etmiş olsanız bile, her yıl güncellenen rakamın altında bir irat sağlamış iseniz beyan vermeniz gerekmiyor. Bu tutar 2015 yılında 3.600 TL olarak belirlenmiştir. Fakat bu istisnadan yararlanabilmeniz için bazı şartları sağlamanız gerekiyor. Öncelikle; beyanname ile beyan edeceğiniz ticari, zirai veya mesleki kazanıcınızın bulunmaması gerekiyor. Bunun yanında ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarınızın toplam tutarının 106.000 TL yi aşmaması gerekmektedir. Tabi son olarak, kira geliriniz bulunduğu halde bu tutarı beyan etmez veya eksik beyan ederseniz bu istisna kaleminden faydalanamazsınız.

Bir konuta birden fazla kişinin ortak olması halinde, bu konuttan elde edilen kira gelirinin vergilendirilmesinde, her bir ortak için 3.600 TL’lik istisna ayrı ayrı uygulanacaktır.

193 sayılı GVK’ nun 74.maddesinde, “ Safi iradın bulunması için, 21 inci maddeye göre istisna edilen gayrisafi hasılata isabet edenler hariç olmak üzere gayrisafi hasılattan aşağıda yazılı giderler indirilir:
1.      Kiraya veren tarafından ödenen aydınlatma, ısıtma, su ve asansör giderleri;2.      Kiraya verilen malların idaresi için yapılan ve gayrimenkulün ehemmiyeti ile mütenasip olan idare giderleri;3.      Kiraya verilen mal ve haklara müteallik sigorta giderleri;4.      Kiraya verilen mal ve haklar dolayısıyla yapılan ve bunlara sarf olunan borçların faizleri ile konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap yılından itibaren beş yıl süre ile iktisap bedelinin % 5’i (İktisap bedelinin % 5’i tutarındaki bu indirim, sadece ilgili gayrimenkule ait hasılata uygulanır. Ancak indirilemeyen kısmı gider fazlalığı sayılmaz)5.      Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen vergi, resim ve harç ve şerefiyelerle kiraya verenler tarafından ödenmiş olmak şartıyla belediyelere ödenen harcamalara iştirak payları;6.      Kiraya verilen mal ve haklar için ayrılan amortismanlar;7.      Kiraya verenin yaptığı onarım giderleri;8.      Kiraya verilen mal ve haklara ait bakım ve idame giderleri;9.      Kiraladıkları mal ve hakları kiraya verenlerin ödedikleri kiralar ve diğer gerçek giderler;10.  Sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konutun kira bedeli (Ancak indirilemeyen kısmı gider fazlalığı sayılmaz);11.  Kiraya verilen mal ve haklarla ilgili olarak mukavelenameye kanuna veya ilama istinaden ödenen zarar, ziyan, tazminatlar.
Gayrimenkul sermaye mahiyetindeki mal ve hakların kısmen kiraya verilmesi halinde, yukarıda yazılı giderlerden yalnız bu kısma isabet edenler hasılattan indirilebilir.

Mükellefler (hakları kiraya verenler hariç) diledikleri takdirde yukarıda yazılı giderlere karşılık olmak üzere hasılatlarından % 25’ini götürü olarak indirebilirler. Götürü gider usulünü kabul edenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler.” hükmü yer alır.
Mükellefin, kira geliri elde ederken katlanmış olduğu giderleri yukarıda yer verilen maddeler çerçevesinde gider olarak göstermesi mümkündür. Maddeden de anlaşılacağı üzere mükellefe iki farklı seçenek sunulmuştur; birincisi gerçek gider usulü ikincisi götürü gider usulüdür. Götürü gider usulü mükellefe kolaylık sağlamak amaçlıdır. Götürü gider usulünü seçen mükellefin gider belgesi sunmasına gerek yoktur.

Kira geliri elde edenler ile kiracıların;

- Konutlarda her bir konut için 500 TL ve üzerinde kira geliri elde edilmesi
- İşyerlerinde ise, miktar sınırlaması olmaksızın
Kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerini banka ve benzeri kurumlar aracılıyla yapması ve bu belgelerle tevsik etmesi zorunludur.

ÖRNEK: Emekli Serkan Bey dedesinden miras kalan Antalya Konyaaltı’ndaki dairesinden 2015 yılında 40.000 TL, 2014 yılında 100.000 TL tutara satın almış olduğu Trabzon Akçaabatdaki meskeninden ise 25.000 TL kira geliri elde etmiştir. Serkan Bey’in kira geliri elde etmiş olduğu daireler için yapmış olduğu giderler aşağıdaki gibidir:

-   Her iki mesken için Emlak Vergisi 500 TL, Trabzon’da bulunan meskeni için Cam balkon yapımı 4.500 TL, Her iki mesken için Yönetim gideri 750 TL, Her iki mesken için Boya badana 1.000 TL, Kendisinin Kayseri’de ikamet ettiği meskene ödemiş olduğu 10.000 TL tutarında kira bedeli.

Serkan Bey’in kira geliri dışında hiç bir geliri bulunmamaktadır. Kira beyannamesi vermesi durumunda gerçek usulden faydalanmak istemektedir. (2015 yılı istisna tutarı 3.600 TL’dir)

ÇÖZÜM: Serkan Bey’in toplam gayrisafi hasılatı 40.000TL  + 25.000TL= 65.000TL’dir.

Elde etmiş olduğu kira tutarı istisna haddinin üzerinde bulunduğundan beyan vermek zorundadır. Ayrıca GV kanununun 21. Maddesindeki şartları sağladığı için istisna tutarı olan 3.600 TL’lik tutardan faydalanacaktır.

Söz konusu gayri safi kira gelirinden tenzil edilecek giderler aşağıda hesaplanmıştır:

Serkan Bey, söz konusu konutun iktisadi değerini artıracak surette yapmış bulunduğu 4.500 TL cam balkon masrafını onarım gideri olarak dikkate alamayacaktır. Dolayısıyla, söz konusu harcamanın gayrimenkulün maliyet bedeline dahil edilmek suretiyle amortisman yoluyla giderleştirmesi gerekmektedir. 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre %2 oranında amortisman ayrılabilecektir. Mükellefin 2015 yılında ayırabileceği amortisman tutarı [(4.500+100.000)*%2]= 2.090 TL

Öte yandan, 1.000TL tutarındaki boya badana masrafı ve 750 TL tutarındaki yönetim masrafını Gelir Vergisi Kanunun 74/8 maddesi uyarınca, emlak vergisi için yapmış olduğu 500 TL’lik masraf ise Gelir Vergisi Kanunun 74/5 maddesi uyarınca gider olarak dikkate alınabilecektir.
Yine Serkan Bey’in Kayseri’de ikamet ettiği meskene ödemiş olduğu 10.000 TL tutarındaki kira bedeli Gelir Vergisi Kanunun 74/10 maddesi uyarınca, Trabzon’da bulunan ve 2014 yılında 100.000 TL tutar karşılığında iktisap etmiş olduğu meskenin %5 i beş yıl için Gelir Vergisi Kanunun 74/4 maddesi uyarınca gider olarak dikkate alınabilecektir. [((10.000+(100.000*%5))]=15.000TL (Ancak indirilemeyen kısmı gider fazlalığı sayılmayacaktır!)
Şu halde, Serkan Bey’in elde ettiği safi gayrimenkul sermaye iradının tespitinde dikkate alabileceği gerçek gider tutarı 19.340 TL olacaktır.

Serkan Beyin 2015 yılı beyanı:

Gayrimenkul Sermaye İradı (A)                          65.000,00 TL

Gayrimenkul Sermaye İradı İstisnası (B)              3.600,00 TL

İstisnadan sonra kalan kısım  (C=A-B)                61.400,00 TL

*Gerçek Gider (D)                                                  18.268,86 TL

Vergiye Tabi GMSİ (E=C-D)                                   43.131,14 TL

Ödenecek Vergi Tutarı                                             9.015,41 TL

*İndirilecek Gerçek Gider (D) = Toplam Gider x Vergiye tabi hasılat
                                                                                 Toplam Hasılat
(Vergiye Tabi Hasılat=Toplam Hasılat-Konut Kira Geliri İstisnası)

KAYNAKLAR
1.       193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu

2.       2014 Beyanname Düzenleme Rehberi
               
Erhan Polatdemir

Devamını Oku…

23 Şubat 2016 Salı

Asgari Ücret Desteği

6661 sayılı Torba yasa 27.01.2016 tarih ve 29606 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olup konunun 17inci maddesi ile 5510 sayılı kanuna geçici 68inci madde eklenmiştir.
Bu kanunla uzun zamandır sözü edilen 100 liralık asgari ücret desteği yürürlüğe girmiştir. Ancak, herkesin zannettiği gibi bu destek işçiye değil, işverenedir. İşverenler daha önce işçiye verdikleri zammı yüklenecekler, daha sonra devletin yaptığı bu düzenleme ile geri alacaklar veya diğer bir tabirle mahsup edeceklerdir. Yani yük ve finansman yine de işverenin üzerindedir. 

Anılan madde ile; Kanunun 4üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında haklarında uzun vadeli sigorta kolları hükümleri uygulanan sigortalıları çalıştıran işverenlerce;


     a) 2015 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde prime esas günlük kazancı 85 TL ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2016 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,


     b) 2016 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,
2016 yılı Ocak ile Aralık ayları/dönemleri için günlük 3,33 TL ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, bu işverenlerin kuruma ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilir ve bu tutar hazinece karşılanır.

2016 yılı Ocak ila Aralık aylarına/dönemlerine ilişkin yasal süresi dışında kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar için bu madde hükümleri uygulanmaz. Denilmiş olup bu destek sadece 2016 yılında uygulanacaktır. 

Daha sonra yayımlanan 2016/4 sayılı SGK genelgesi ile uygulama esasları belirlenmiştir. 

Bu konuda basında bir çok açıklayıcı yazı ve çalışmalar yayınlanmış olup esasları bir kere de ben kısaca açıklamaya çalışacağım. 


1. Kapsama giren işverenler: 5510 sayılı kanunun 4. maddesi a bendi kapsamındaki uzun vadeli sigorta kollarına tabi sigortalıların işverenleri ve diğer kamu işverenleri,


2. Destekten yararlanılacak prim ödeme gün sayısının hesaplanması: 2015 yılının esas alınacak ilgili ayında, yasal süresinde veya yasal süresi dışında verilen veya re sen düzenlenen asıl, ek belgelerin toplamından iptal nitelikteki belgelerdeki gün sayısı düşülerek toplam prim ödeme gün sayısı hesaplanacaktır


3. Destekten yararlanmaya ilişkin usul ve esaslar:
     a. Aylık prim ve hizmet belgeleri yasal süresinde verilmiş olmalıdır.
     b. 2016 yılı öncesinde tescil edilmiş işyerlerinin prim borçlarının ödenmiş olma şartı yoktur ancak taksitlendirilmiş olması şartı vardır. 
     c. 2016 yılında tescil edilmiş işyerleri için ise:
     d. Genelge eki listedeki , 2016 yılında (1) ve (13) nolu belge türlerinden bildirilen sigortalılardan dolayı destekten yararlanılacaktır.
     e. 2016 yılı için aylık prim ve hizmet belgeleri yasal süresinde verilmiş olmalıdır. 
     f. İşverenin, normal olarak kuruma prim, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu olmamalıdır. 
     g. 2016 yılı için çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği ya da prime esas kazancını eksik bildirdiği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı tespit edilen işverenler destekten yararlanamayacaktır.
     h. 2016/4 sayılı genelgenin 2nci ve 3üncü maddelerinde belirlenen usul ve esaslara göre bulunacak asgari ücret desteğiyle sağlanacak indirim tutarı, ilgili ayı takip eden ay/aylardan doğan sigorta prim borçlarına mahsup edilecektir. İşverenin 28.02.2017 tarihine kadar mahsup edilecek prim borcunun olmaması dolayısıyla alacaklı olması durumunda, alacaklı olduğu tutar, işverenin Kurumda tescilli başka işyerlerinin sigorta primi ile idari para cezasına mahsup edilecektir. Mahsup edilecek başka borcunun olmaması durumunda, alacaklı tutar 5510 sayılı Kanunun 89uncu maddesine göre iade edilecektir.
     i. İşverenlerin yararlanmış olduğu destek tutarlarının hazineden tahsiline ilişkin usul ve esaslar Strateji Geliştirme Başkanlığınca yerine getirilecektir. 


Yukarıda kısaca açıkladığımız kanun maddesi ve 2016/4 sayılı SGK genelgesinde çok detaylı örnekler bulunmaktadır. Tatbikatçıların bu örneklerden yararlanabilecekleri için daha fazla açıklama yapmıyorum.


Cevdet Akçakoca

Kaynak: http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/cevdet/0237/

Devamını Oku…

22 Şubat 2016 Pazartesi

Özel Maliyet Bedeline Alınmış Bir Tutarın, Kısmi İade İşlemi ve Muhasebe Kaydı


Kiralanan gayrimenkullerin, bizzat kiracı tarafından, gayrimenkulün genişletilmesi ve/veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artıracak şekilde değer artırıcı giderleri, faaliyetlerini yürütebilmek adına yapmakta ve söz konusu harcamaları "Özel Maliyet Bedeli" hesabının detayında takip etmektedirler.

Bu türden yapılan harcamalar, kira süresi belli ise, kira süresi boyunca, değilse beş yıllık süre ile amortismana tabi tutularak itfa edilmektedir. Ancak, her ne kadar kiralık iş yeri için yapılmış olsa da, nadiren de olsa, tamamen yada kısmi aptal ve iadeler olabilmektedir. Aynı dönem içinde yapılmış/alınmış olan özel maliyet bedelinin tutarının, iade edilen kısmı düşülerek kayıtlara alınması tabiidir. Ancak, aradan zaman yada dönem geçtikten sonra, kısmi iade varsa ne yapılabilir?

Mesela, 2015 yılının Aralık ayında Özel Maliyet Bedeli olarak alınmış, gayrimenkulün tadilatında kullanılacak malzeme için ilgili yılda amortisman da ayrılmış ve 2016 yılına devir ettikten sonra, Şubat 2016 tarihinde artan/ihtiyaç fazlası malzeme firmaya iade edilecek ise, ne yapmak gerekir?

Dönem geçtiği için, kısmi iade edilen tutarın gerek maddi duran varlıktan gerekse birikmiş amortismandan düşülmesi durumunda, rakamlarda oynama ve tutarsızlık oluşturacaktır. Satış kaydı gibi yapılsa, hem satış değil hem de alım iade işlemi yapılması gereklidir. Bizim önerimiz, aşağıdaki örnek uygulama şeklindedir.

A firması, showroom yapmak amacıyla kiraladığı deponun taban zeminini parkelam kaplatacaktır. Bunun için 2015 yılı Aralık ayında, fireleri de hesap ederek, ihtiyacının bir miktar fazlasını satın almış ve Özel Maliyet Bedeli Hesabına kaydederek 2015 yılı amortismanını ayırmıştır. (Amortisman %20)

--------------------------------------------- / ------------------------------------------
264 Özel Maliyet Bedelleri Hesabı     10,000      
191 İnd. KDV                                        1,800  
            320 Satıcılar Hesabı                                  11,800                                
--------------------------------------------- / ------------------------------------------
760 Amortisman Gid                         2,000                                          
            268 Özel Maliyet B.Amort                            2,000
2015 Yılı Amortisman Kaydı                                         
--------------------------------------------- / ------------------------------------------

Firma, 2016 yılı açılış kayıtlarını yapmıştır. Tadilat işlemi Şubat 2016 tarihinde tamamlanmış ve hiç açılmamış 500 tl tutarında Parkelamın iadesi hususunda satıcı firma ile mutabık kalınmıştır. Alım iade faturası kesilerek, satıcı firmaya 500 TL + KDV olarak, artan parkelamlar iade edilmiştir.  
         
Maddi duran varlıkların, muhasebe kayıtları dışında mutlaka takip edildiği kartlar vardır. Bu Özel maliyet bedeli kart kaydı aynı tarihte iki ayrı kart olarak tekrar tanzim edilebilir. Şöyle ki;
Mevcut Kayıt.





Özel Maliyet Bedeli


Alım Tarihi
Alım Tutarı
B.Amortismanı
Net Aktif
Showroom Parkelam
Aralık 2015
10.000
2.000
8.000














Yeniden Düzenlenmiş Kayıt




Özel Maliyet Bedeli


Alım Tarihi
Alım Tutarı
B.Amortismanı
Net Aktif
Showroom Parkelam
Aralık 2015
9.500
1.900
7.600
Showroom Parkelam
Aralık 2015
500
100
400



TOPLAM
10.000
2.000
8.000

Görüldüğü gibi mevcut kayıtlarda ve toplamlarda bir değişiklik olmamıştır. 2016 yılı içinde, kalan Özel Maliyet Bedeli için, amortisman ayrılmaya devam edecektir.

2015 yılında amortisman ayrılmış ancak 2016 yılında iade edilecek kısım için 100 tl amortisman, iade işlemi ile birlikte itfa edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, Şubat ayında iade edildiği için, cari dönemde amortisman ayrılıp gidere yazılacaktır. İki ayrı kart olduğu için, iade edilen kısmına tek taraflı olarak işlem yapılabilir, kalan tutar ise özel maliyet bedeli olarak yıllar içinde itfa edilmeye devam eder.

Kısmi iade edilen Özel Maliyet Bedeli Muhasebe Kaydı

--------------------------------------------- / ------------------------------------------
268 Birikmiş Amortismanlar Hes    116,67  (*)
320 Satıcılar Hesabı                          590         
            264 Özel Maliyet Bedelleri                     500
            391 Alım İade KDV                               90
            679 Sair Gelirler                                    116,67
--------------------------------------------- / ------------------------------------------

(*) 100 TL 2015 yılından devir birikmiş amortisman + cari dönem amortismanıdır.
Bu şekilde yapılacak işlemde hem devir maddi duran varlık tutarı, hem devir birikmiş amortisman tutarı bozulmamış, üstelik, iade edilen kısım, toplam alımdan ayıklanmıştır. Kalan özel maliyet bedeli, cari dönemde ve kira süresi boyunca amortisman ayrılmaya devam edecektir.

Mehmet Küçükşahin


Devamını Oku…