26 Nisan 2016 Salı

Binaların Dış Yüzeyine Reklam Alınması Vergiye Tabi Midir?

Günümüzde binaların özellikle cadde ve otoyollara bakan yüzeylerinin reklam amacıyla kiraya verildiği görülmektedir. Binaların dış yüzeyleri binaların bütünleyici parçaları (mütemmim cüzi) olup bütünleyici parça; Medeni Kanun’un 684’üncü maddesi hükmü uyarınca yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır. Örneğin asansör, sığınak, yürüyen merdiven, kalorifer,çatı gibi tesisler binaların bütünleyici parçası sayılırlar.

Binaların iktisadi işletmeye dahil olup olmamasına göre vergileme farklı şekilde olmaktadır!

Binaların İktisadi işletmeye dahil olmaması halinde
; kat maliklerinin binaların dış yüzeyini kiraya vermesi sebebiyle elde ettikleri kazanç gayrimenkul sermaye iradıdır. Reklam verenler kat maliklerine yapacakları ödemeler sırasında 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/5-a hükmü gereğince %20 oranında tevkifat yapacak olup kat malikleri de gelirleri dolayısıyla yıllık beyanname vermesi halinde yapılan bu tevkifatı ödenecek vergiden mahsup edebilecektir. İktisadi işletmeye dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemi 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-d hükmü gereğince KDV’den istisna olduğu için Katma Değer Vergisi hesaplanmayacaktır.

Örnek: Huzur Apartmanının dış yüzeyi X A.Ş. tarafından ürünlerinin tanıtılması amacıyla kiralanmış olup dış yüzey boyanmak suretiyle ürünler resmedilmiştir. Söz konusu reklam verme işleminin bedeli 100.000,00-TL olup reklam verilen gayrimenkul iktisadi işletmeye dahil değildir.  Söz konusu gayrimenkulün iktisadi işletmeye dahil olmaması nedeniyle kat maliklerine yapılan ödemede %20 oranında gelir vergisi stopajı yapılacak ve yapılan bu tevkifat muhtasar beyanname ile bildirilecektir.

*Reklam Bedeli: 100.000,00 TL
*Gelir Vergisi Stopajı : 20.000,00 TL (100.000,00*0,20)
*Katma Değer Vergisi: Vergiden İstisnadır.

Binaların iktisadi işletmeye dahil olması halinde ise; kurumun elde ettiği kazanç kurum kazancı olup reklam verenlere fatura düzenlenecek ve söz konusu reklam verme işlemi KDV’den istisna olmadığı için ayrıca Katma Değer Vergisi hesaplanacaktır.

Örnek: Huzur Apartmanının dış yüzeyi X A.Ş. tarafından ürünlerinin tanıtılması amacıyla kiralanmış olup dış yüzey boyanmak suretiyle ürünler resmedilmiştir. Söz konusu reklam verme işleminin bedeli 100.000,00-TL olup reklam verilen gayrimenkul iktisadi işletmeye dahildir. Söz konusu gayrimenkulün iktisadi işletmeye dahil olması nedeniyle  gayrimenkul sahibi işletmenin X A.Ş.’ye fatura düzenlemesi ve söz konusu faturada  %18 oranında KDV hesaplaması gerekmektedir.

*Reklam Bedeli: 100.000,00 TL
*Katma Değer Vergisi: 18.000,00 TL (100.000,00*0,18)

Sonuç olarak binaların dış yüzeyinin reklam panosu olarak kullanılması karşılığında alınan bedel gelir vergisi mükellefleri için gayrimenkul sermaye iradı kurumlar vergisi mükellefleri için kurum kazancıdır. Gayrimenkulün iktisadi işletmeye dahil olması halinde; gayrimenkul sahibi tarafından reklam veren firmaya fatura düzenlenecek ve ilgili faturada %18 oranında KDV hesaplanacaktır. Gayrimenkulün iktisadi işletmeye dahil olmaması durumunda ise;  gayrimenkul sahibine yapılacak ödemede %20 oranında gelir vergisi stopajı yapılıp söz konusu stopaj muhtasar beyanname ile bildirilecektir.

Devamını Oku…

Tahsilat Genel Tebliğinde Değişiklikler

16.04.2016 tarih ve 29686 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Seri A 7 Sıra No.'lu Tahsilat Genel Tebliği, 1 sayılı genel tebliğin özellikle tahsilat zaman aşımı konusundaki hükümlerine ilave ve değişiklikler getirmiştir. Bunları aşağıda açıklamaya çalışacağız.

1. Vadesi geçmiş borç durumu belgesi:

Amme alacağı ödenmeden yapılmayacak işlemlerle ve işlemi yapanların sorumluluğu ile ilgili olarak başvurulan vergi dairesi, kapsama giren vergiler ve mükellefin önceki vergi dairelerini de göz önüne alarak bilgi elde edecek ve ondan sonra vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge verebileceklerdir. 

2. Tahsilat zaman aşımı:

Amme alacağı, vadesinin rasltadığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrar. Para cezaları için özel kanunlarındaki zaman aşımı hükümleri mahfuzdur. Zaman aşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.
Amme alacağının zaman aşımı, alacağın vadesinin ertesi yılı başlar ve 5 yıl içinde tahsil edilemezse zaman aşımına uğrar. 

3. Zaman aşımı başlangıcı:

Ödeme süresi gösterilmiş olsun, olmasın bütün amme alacaklarının (para cezaları hariç) zaman aşımı, vade tarihinin rastladığı yılı takip eden takvim yılının başı olacaktır. 

4. Zaman aşımının kesilmesi hali:

Zaman aşımının herhangi bir şekilde kesilmesi halinde, süre hesabında, zaman aşımının kesildiği takvim yılını takip eden takvim yılı başı esas alınır. 

5. Zaman aşımının işlememesi halleri:

Borçlunun yabancı memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekenin tasfiyesi dolayısıyla zaman aşımının işlememesi halinde, süre sebeplerin kalktığı günün bitmesinden itibaren başlar. Özel kanunlardaki düzenlemeler geçerlidir. 
İflas ertelemesinde Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zaman aşımı ve hak düşüren müddetler işlemez hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen amme alacaklarına ilişkin tahsil zaman aşımı iflas ertelemesi süresince işlemez.

6. Adli para cezaları:

a. Cezalar, adli ve idari para cezalarıdır. Adli para cezalarında zaman aşımı süresi genel olarak on yıldır.
b. Adli para cezalarının başlangıcı, adli para cezası mahkeme kararının kesinleştiği gün başlar.
c. Ceza yasasına göre suç işlendiğinde on iki yaşını doldurmuş, on beş yaşını doldurmamış olanlar için beş yıl, on beş yaşını doldurmuş, on sekiz yaşını doldurmamış olanlar için on yıllık sürenin 2/3'ü geçmiş ise cezalar infaz edilmez.
d. Türleri başka başka cezaları içeren hükümler, en ağır ceza için konulan sürenin geçmesiyle infaz edilmez. Adli para cezası zaman aşımı için bu hükümler de dikkate alınır. 
e. Mahkûmiyet hükmünün infazı için yetkili merci tarafından hükümlüye kanuna göre yapılan tebligat veya bu maksatla hükümlünün yakalanması ceza zaman aşımını keser.
f. Bir suçtan dolayı mahkûm olan kimse üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlediği takdirde, ceza zaman aşımı kesilir. 
g. Bu hükümlere göre, adli para cezalarının tahsil zamanaşımı süreleri maddede yer alan nedenlerden dolayı kesilebilmektedir.
h. Adli para cezalarının zaman aşımına uğrayıp uğramadığının tespitinde; 6183 sayılı Kanunun 103 ve 104'üncü maddelerinde düzenlenen tahsil zamanaşımını kesen haller ile tahsil zaman aşımının işlememesi hallerinin de dikkate alınması gerekeceği tabiidir.
Adli para cezalarına ilişkin tahsil zaman aşımını kesen bir halin mevcutsa yeniden işleyecek zamanaşımı süresi 5237 sayılı TCK. Kanunu kapsamında belirlenir.

7. İdari para cezaları:

İdari para cezaları ile ilgili olarak zaman aşımına ilişkin özel hükümler 5326 sayılı Kabahatler Kanununda düzenlenmiştir. 

8. Aciz vesikası:

2004 sayılı İcra İflas Kanununa göre borçlunun iflasına hükmedilmesi sonucunda mallarının tasfiyesine rağmen alacaklıların alacaklarını elde edememeleri durumunda aciz vesikası düzenlenmektedir. Bu borç, borçluya karşı, aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren yirmi yıl geçmesiyle zaman aşımına uğrar. Tahsil dairelerinin bu süreyi dikkate alarak amme alacağının zaman aşımına uğrayıp uğramadığını tespit etmeleri gerekmektedir.


9. Zaman aşımında terkin:

Zaman aşımına uğramış amme alacaklarının terkin işlemleri alacaklı amme idarelerince, ilgili mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.

10. Görevli devlet dairesi: 

Terkini gereken vergiler ile zaman aşımına uğrayan Hazine alacaklarının terkin edilmesiyle ilgili işlemlerin yerine getirilmesini sağlamak görevi Gelir İdaresi Başkanlığı'nındır. Terkin için terkin cetveli kullanılır. 
Zaman aşımına uğramış olan amme alacaklarının kayıtlardan silinebilmesi, bu konuda yetkili olan makamdan alınacak izne bağlıdır.

11. Diğer alacakların terkini:

6183 sayılı Kanun kapsamında olup Maliye Bakanlığı dışındaki kamu idareleri tarafından tahsil ve takip edilen ancak tahsil zaman aşımına uğramış alacakların terkin edilmesine ilişkin işlemler bu yapılan açıklamalar çerçevesinde gerçekleştirilir.


Cevdet Akçakoca

Kaynak: http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/cevdet/0247/

Devamını Oku…

22 Nisan 2016 Cuma

Kanuni Süresi Geçtikten Sonra Kira Beyanı Vermek İsteyenler Ne Yapmalı?

Gvk.70.md. Gayrimenkulünü  (mesken, iş yeri vs.) kiraya verenler, takip eden yılın 1-25 Mart arası Gayrimenkul Sermaye İradı beyanı verirler. Gayrimenkul Sermaye İradı beyanı vermesi için ilgili yılın istisna tutarı aşması gerekmektedir. Beyannamesini 1-25 Mart arasında vermeyenler hakkında VUK.341.ve 344.md. istinaden cezai hükümler uygulanmış olup istisna indiriminden faydalandırılmamaktadır.

Ancak kanuni süresinde GMSİ beyannamesini vermeyenler kendilerine en yakın vergi dairesine başvurarak VUK 371.md. istinaden pişmanlık (ıslah) hükümlerinden faydalanmak istediğini yazılı olarak bildirilmesi halinde VUK.341.ve 344.md. istinaden vergi ziyaı cezası kesilmemektedir. Ancak bu hükümden faydalanması için mükellef hakkında herhangi bir ihbar bulunmaması,  ilgili veri dairesi tarafından herhangi bir tespit veya taktir komisyonuna sevk edilmemiş olması gerekir. Pişmanlıkla verilen beyannamede çıkacak olan verginin ilk taksitini 15 gün içinde ödemek şartıyla faydalanabilirler. Bu şartları sağlayan mükelleflerimiz istisna indiriminden faydalanma hakkı bulunmaktadır.(Gvk.1992/2 İç Genelgesi)

Örneğin; 2015 yılında K.Maraş’ta iki meskenden 9.600.00-TL kira geliri elde eden Mehmet Bey, 1-25 Mart beyanname vermemiştir.(Mükellef VUK.371md.faydalanmış olup Götürü Gider yöntemini seçmiştir)

         Kira Geliri            9.600,00
         İstisna Tutarı      -3.600,00 (2015 yılı)
         Götürü Gider     - 6.000,00 * %75 = 4.500,00 TL
         Safi İrad              4.500,00 * %15 = 675,00 TL ödenecek vergi

Tolga Aktepe

Devamını Oku…

18 Nisan 2016 Pazartesi

Ticaret Kanununda “Tür Değişikliği” ile İlgili Unutulan Ayrıntı

Ticaret Kanunu hükümlerine göre şirketler birleşip, bölünüp, türlerini değiştirebiliyorlar.

BİRLEŞME   (T.T.K madde 146-158) :   

Birleşme  , iki veya daha fazla ticaret şirketinin birbiriyle Birleşerek yeni bir ticaret şirketi kurmalarını veya bir yahut daha fazla ticaret şirketinin mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesidir.  

BÖLÜNME      (T.T.K  Madde 159 -179):

Bölünme  tam ve kısmi bölünme olmak üzere iki’ye ayırmıştır.
Tam bölünmede, malvarlığının tümü bölünerek, mevcut veya kurulacak olan bir şirkete geçer. Bölünen şirket ortadan kalkar ve şirket ortakları, devralan şirketin ortağı haline gelir. Tam bölünüp devrolunan şirket sona erer ve unvanı ticaret sicilinden silinir.
Kısmi bölünme;  Kısmi bölünme ve yavru şirket kurma olarak ikiye ayrılır.  Kısmi bölünmede, şirket malvarlığının bölümleri, diğer şirketlere devredilir. Bölünen şirket ortakları, devralan şirketin ortağı haline gelir. Kısmi bölünen şirket ortadan kalkmaz. Yavru şirket kurma yoluyla kısmi bölünme ise, bölünen kısım ayni sermaye olarak konulur.

TÜR DEĞİŞİKLİĞİ (T.T.K Madde 181-190):

 Bir sermaye şirketi; Başka türde bir sermaye şirketine;  Bir kooperatife;
 Bir kollektif şirket; Bir sermaye şirketine; Bir kooperatife; Bir komandit şirkete;
 Bir komandit şirket; Bir sermaye şirketine; Bir kooperatife; Bir kollektif şirkete;
 Bir kooperatif bir sermaye şirketine, dönüşebilir.

Uygulamada; Sermaye şirketlerinden “Limited Şirketin” “Anonim Şirkete” dönüşmesini çoğunlukla görmekteyiz.
Tür değişikliğindeki  unutulan ayrıntı kanunun 188.maddesine göre 30 günlük bekleme süresi!. Şirketlerin Birleşme ve bölünmesinde tüm ortakların onaylaması hâlinde, küçük ölçekli  şirketler inceleme hakkının kullanılmasından vazgeçebilirken, tür değişikliğine giden bir şirket, son üç yılın finansal tablolarını, varsa ara bilançoyu, genel kurulda karar alınmasından otuz gün önce merkezinde ve halka açık anonim şirketlerde Sermaye Piyasası Kurulunun istediği yerlerde ortakların incelemesine sunması istemektedir. Kanununda “birleşme”, “bölünme”gibi daha radikal sayabileceğimiz değişikliklerde finansal tabloların ortakların incelemesine sunulup, otuz günlük bekleme süresi olmamasına rağmentür değişikliği gibi daha masum sayılabilecek değişiklikte bekleme süresinin olması yasa koyucunun dikkatinden kaçmış olmalı!..

Şirketlerin tür değişikliğinde, birleşme ve bölünme hükümlerinde olduğu gibi, tüm ortakların onaylaması hâlinde, küçük ölçekli  şirketler  inceleme hakkının kullanılmasından vazgeçilmesi sağlanmalıdır.  Pratikte evvelden beri faaliyetini sürdüren şirketler için çözüm bulunabilirken, yeni kurulan bir şirket otuz günlük süre içinde tür değiştiremiyor. Zaruri beklemek zorunda kalmaktadırlar. 

6102 sayılı Ticaret Kanununda değişiklik yapacak “Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” tasarısı kapsamına alınıp gerekli değişikliğin yapılması durumunda,  bundan sonra yaşanabilecek olası sorunları çözecektir.

Mevlüt Köküş


Devamını Oku…

Harcırah Uygulamasında Değişiklik

Birkaç yıl evvelki bir yazımda “Harcırah uygulaması birçok firmada anlaşılmayan, anlaşılamayan ve tam olarak tatbik edilemeyen bir konudur. Bu sebeple firmaların yurtiçi ve yurtdışı seyahat giderlerinin muhasebeleşmesinde hatalar yapılmaktadır. “ diye başlamış ve şöyle devam etmiştim.
Bir kere bu hatalarla karşılaşan firma, bu hatalarla uğraşmaktansa harcırah tatbikatından resmi olarak vazgeçmekte, gayriresmi olarak uygulamakta, harcırahları muhasebeleştirmemekte ve bu sebepten kasalarda açıklar doğmakta, seyahatte harcanmış paralar masrafa kaydedilmek yerine kasada görünmekte ve kasalar şişmektedir, demiştim.
Bu arada tatbikat aynen devam etmekte iken 13.04.2016 tarihinde 29683 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 40 sayılı harcırah kanunu genel tebliği önemli bazı değişiklikler getirmiştir.
Bu tebliğin getirdiği yenilik ve değişikliklerin meslek camiasında kesinlikle görüşülmesi, üzerinde çalışılması ve son tebliğe göre uygulamasının yapılması, bu konuda meslek camiasında eğitim verilmesi zorunlu hale gelmiştir.
 
Yazımızı birkaç bölüm halinde sunmak istiyorum.
1.      40 sayılı tebliğin maddeleri, amaç ve kapsamı
2.      6245 sayılı harcırah kanununun 33. Maddesi
3.      193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 24 ve 40/4 maddesi
4.      Konaklama giderleri ve ödeme esasları
5.      Konut Kiralamaları
6.      Şu andaki harcırah uygulaması
7.      Son düzenlemeye göre harcırah kanunu nasıl uygulanmalıdır?
 
1.     ÖNCE 40 SAYILI TEBLİĞİN ÖNEMLİ BAZI MADDELERİNİ YAZIMIZA ALALIM.
 
Amaç ve kapsam
 
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa bağlı (H) işaretli cetvelin dipnotunda yer alan “6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (b) fıkrasına göre yatacak yer temini için ödenecek ücretlerin hesabında gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı, (d) fıkrasına göre yapılacak ödemelerde ise görevlendirmenin ilk 10 günü için gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı, takip eden 80 günü için gündeliklerinin %50 si, müteakip 90 günü için ise müstehak oldukları gündeliklerinin % 40’ı esas alınır.” hükmü uyarınca Harcırah Kanunu kapsamında bulunanlara 1/4/2016 tarihinden itibaren ödenecek konaklama bedellerine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
 
Tebliğin ilk maddesi Harcırah kanununa atıf yapmakta olup, yapılan değişikliğin kapsadığı personeli anlatmaktadır.
          
26245 SAYILI HARCIRAH KANUNUNUN İLGİLİ 33. MADDESİ NE DİYOR? MADDEYE BAKALIM:
 
Madde 33 –
a.        Bu Kanun gereğince verilecek yurtiçi gündeliklerinin miktarı her yıl bütçe kanunları ile tespit olunur.
b.        Devamlı ikamet ettikleri yerler dikkate alınarak kurumlarınca belirlenen görev merkezi, mıntıka merkezi ve grup merkezi dışına teftiş, denetim, inceleme veya soruşturma görevi ile gönderilen Devlet Denetleme Kurulu Üyeleri ile geçici uzmanları, Sayıştay Denetçi ve Yardımcıları, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkan, Üye, Uzman Müşavir, Uzman ve Uzman Yardımcıları, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Müfettişleri, Silahlı Kuvvetler Denetleme ve Tetkik Kurulları Başkan ve Üyeleri, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine gore atanan İç Denetçiler, Bakanlık, Müsteşarlık ve Bağımsız Genel Müdürlük Müfettiş ve Müfettiş Yardımcıları, Aile ve Sosyal Politikalar Denetçileri ve Aile ve Sosyal Politikalar Denetçi Yardımcıları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Denetçileri ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Denetçi Yardımcıları, Maliye Bakanlığı Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları, Bankalar Yeminli Murakıp ve Murakıp Yardımcıları, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda görevli Bankacılık Uzmanı, Hukuk Uzmanı ve Bilişim Uzmanı ile bunların yardımcıları, Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanı ve üyeleri, Bakanlıklar Merkez teşkilatına dahil Kontrolör ve Stajyer Kontrolörler, Hazine Müsteşarlığı Sigorta Denetleme Uzman ve Uzman Yardımcıları ile Aktüer ve
Aktüer Yardımcıları, İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçisi ve Dernekler Denetçi Yardımcıları, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığı Müfettiş ve Müfettiş Yardımcıları, Çalışma Bakanlığı İş Müfettişleri ve Yardımcıları ile İş Güvenliği Müfettişleri ve Yardımcıları, Sosyal Sigortalar Kurumu Sigorta Müfettiş ve Müfettiş Yardımcıları, Maarif Müfettişleri ve Maarif Müfettiş Yardımcıları, (15) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı Müfettiş ve Müfettiş Yardımcıları(16) Sosyal Güvenlik Denetmenleri ve Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcıları, Sağlık Denetçileri ve
Sağlık Denetçi Yardımcıları ile Defterdarlık Kontrol Memurlarından;
(1) Türkiye düzeyinde teftiş, denetim ve inceleme yetkisine haiz bulunanlara birinci derece kadrolu memur için tespit olunan gündelik miktarının 1,3 katı,
            
           Bu şekilde gündelik ödenenlerden, yatacak yer temini için ödedikleri ücretleri belgelendirenlere, belge bedelini aşmamak üzere, gündeliklerinin tamamına kadar olan kısmı ayrıca ödenir.
           Bu fıkra kapsamında kurumlarına ait teftiş, denetim, inceleme veya soruşturma amacıyla memuriyet mahalli dışına görevlendirilenlere, bu mahaller içindeki görevlerine ilişkin kurumlarınca taşıt sağlanamaması hâlinde yol masrafı; acil ve zorunlu hâllerde taksi, diğer durumlarda ise mutat taşıt üzerinden ödenir. Ancak bu amaçla verilecek yol masrafı her gün için, müstahak oldukları gündelik tutarını aşamaz. Memuriyet mahalli dışında, takip edilmesi gereken yolun dışında bir yoldan veya kullanılması gereken taşıt aracından başka bir araçla yolculuk yapılmasının işin aciliyetine veya gereğine göre zorunlu olması hâlinde ise bu yol ve taşıt aracına ilişkin yol masrafı gerçek masraf üzerinden verilir.
 c) Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlükleri ile Müdürlükleri, Cumhurbaşkanlığı ve Devlet Senfoni Orkestraları, Oda Orkestraları, Devlet Türk Halk Müziği Korosu, Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, Devlet Çoksesli Müzik Korosu ve Devlet Halk Dansları Topluluğu tarafından düzenlenecek yurtiçi sanat faaliyetlerine münferiden ve topluca katılan sanatçılarla diğer görevlilere kanunlara göre kurumlarınca karşılanan seyahat ve ikamet giderlerine ilave olunarak, 2 nci derece kadrolu memur için tespit olunan gündelik miktarlarının 2 katı gündelik olarak verilir. (1)
 d) Bu Kanun hükümlerine göre gündelik ödenenlerden (b) fıkrasına göre gündelik ödenenler hariç) yurt içinde yatacak yer temini için ödedikleri ücretleri belgelendirenlere, belge bedelini aşmamak üzere gündeliklerinin tamamına kadar olan kısmı ayrıca ödenir..)
 
                       6245 sayılı Harcırah kanununun 33 maddesi, hangi devlet memurunun ne kadar istisnai olarak fazla harcırah alacağını düzenlemekte ve bütçe kanunlarının H cetveli ile belirlenen gündelik miktarlarına atıf yapmaktadır.
          
                       40 seri no.lu harcırah kanunu genel tebliğinin 2. Maddesi ise istisnai harcırah alan devlet memurlarının dışında kalan devlet memurlarına tatbik edilecek harcırah hükümlerini açıklamıştır.
                       Piyasanın ve özel sektörün tatbik edeceği harcırah hükümleri işte bu maddedeki esaslara göre hesaplanması ve ödenmesi gerekmektedir.
                       Ben, bunu anlıyor ve bu maddelerin yazımda belirteceğim şekilde uygulanması gerektiğini düşünüyorum.
 
                       Bir geri gidelim:
 
3.     193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNUNUN 24 VE 40/4 MADDESİ
          
a.Gelir Vergisi Kanununun 24/2 nci maddesi ile "Harcırah Kanunu kapsamı dışında kalan müesseseler tarafından idare meclisi başkanı ve üyeleri ile denetçilerine, tasfiye memurlarına ve hizmet erbabına (Harcırah Kanununa tabi olsun olmasın her türlü sözleşmeli personel dahil) verilen gerçek yol giderlerinin tamamı ile yemek ve yatmak giderlerine karşılık verilen gündelikler (Bu gündelikler aynı aylık seviyesindeki Devlet memurlarına verilen gündeliklerden fazla ise veya Devletçe verilen gündeliklerin en yüksek haddini aşarsa, aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur)" denerek gelir vergisinden istisna tutulmuştur.
 
b.193 sayılı gelir vergisi kanununun 40. Maddesinin 4. Numaralı bendi “işle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderleri (seyahat maksadının gerektirdiği süreye maksur olmak şartiyle) safi kazancın tesbit edilmesi için indirilmesi kabul edilen giderlerdendir.
 
Öyle ise özel sektörde de harcırah kanununun 40 seri no.lu tebliğde belirtilen hükümlerinin uygulanması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Tatbikat, bu şekilde olmadığı takdirde, gelir vergisi kanununun 24/2 maddesi anayasaya aykırı olarak ortaya çıkacaktır.
Siz, devlet memuruna ne hak veriyorsanız, özel sektörde çalışana da aynı hakkı vermek zorundasınız. Devlet memurunun yatma giderini vergiden muaf tutuyorsanız, özel sektördeki personelin de konaklama giderinin vergiden muaf olması gerekir.

Harcırah kanunu 40. No.lu tebliğdeki giderlere bakalım:
 
4.     KONAKLAMA GİDERLERİ VE ÖDEME ESASLARI
 
Konaklama giderleri
 
MADDE 3 – (1) 6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (d) fıkrasındaki; “Bu Kanun hükümlerine göre gündelik ödenenlerden ( (b) fıkrasına göre gündelik ödenenler hariç) yurt içinde yatacak yer temini için ödedikleri ücretleri belgelendirenlere, belge bedelini aşmamak ve her defasında on gün ile sınırlı olmak üzere gündeliklerinin tamamına kadar olan kısmı ayrıca ödenir.” hükmünde yer alan; “…ve her defasında on gün ile sınırlı olmak…” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 25/11/2015 tarihli ve Esas No: 2015/13, Karar No: 2015/108 sayılı Kararı ile Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiş ve söz konusu Karar 15/12/2015 tarihli ve 29563 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
 
(2) 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (H) işaretli cetvelin I. maddesinin dipnotunda da; “6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (b) fıkrasına göre yatacak yer temini için ödenecek ücretlerin hesabında gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı, (d) fıkrasına göre yapılacak ödemelerde ise görevlendirmenin ilk 10 günü için gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı, takip eden 80 günü için gündeliklerinin %50 si, müteakip 90 günü için ise müstehak oldukları gündeliklerinin % 40’ı esas alınır.” hükmü yer almaktadır.
 
(3) Anayasa Mahkemesinin söz konusu Kararının yürürlüğe girmesi ve 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (H) işaretli cetvelin I. maddesinin dipnotunda yapılan düzenleme sonucunda, yurtiçinde memuriyet mahalli dışında bir yere geçici görevle gönderilenlere konaklama giderinin ödenmesi konusunda ortaya çıkabilecek tereddütlerin giderilebilmesi ve uygulamada birliğin sağlanması amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
 
(4) 6245 sayılı Kanunun “Geçici görev gündeliğinin verilebileceği azami süre” başlıklı 42 nci maddesinde;
 
“Geçici bir görev ile başka bir yere gönderilenlere, görev mahalline varış tarihinden itibaren bu Kanuna göre verilen gündelikler:
 
a) Yurtiçinde bir yıllık dönem zarfında aynı yerde, aynı iş için ve aynı şahsa 180 günden fazla verilemez. İlk 90 gün için tam, takibeden 90 gün için 2/3 oranında ödenir.
………………..” hükmüne yer verilerek, yurt içinde geçici bir görevle başka bir yere gönderilenlere, geçici görev gündeliğinin verileceği azami süreler belirlenmiş bulunmaktadır.
 
(5) Aynı Kanunun 33 üncü maddesinin (d) fıkrasında yer alan “Bu Kanun hükümlerine göre gündelik ödenenlerden ………..” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, geçici görevle başka bir yere gönderilenlere gündelik ödendiği sürece konaklama giderinin ödenmesi gerekmekte olup, gündelik ödenmeyen günler için konaklama giderinin de ödenmesine imkan bulunmamaktadır. Dolayısıyla, geçici görevle memuriyet mahalli dışına gönderilenlere söz konusu (d) fıkrasına göre konaklama giderinin ödenmesinde, 42 nci maddede belirtilen, yurtiçi gündeliklerin verileceği azami sürelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
 
(6) Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, 1/4/2016 tarihinden itibaren, yurtiçinde memuriyet mahalli dışına yapılacak geçici görevlendirmelerde;
 
-6245 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin (b) fıkrasına göre, ilgililerin gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı kadar konaklama gideri ödenmesi,
 
-Söz konusu 33 üncü maddenin (d) fıkrasına göre ise, görevlendirmenin ilk 10 günü için gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı kadar, takip eden 80 gün için gündeliklerinin %50’si kadar, müteakip 90 gün için de gündeliklerinin 2/3’ünün %40’ı kadar konaklama gideri ödenmesi, 180 günü aşan günler için ise konaklama gideri ödenmemesi,
 
gerekmektedir.

Bu düzenlemelerden sonra da, tebliğde aşağıdaki örnekler verilmiştir.
 
(7) Örneğin, aylık/kadro derecesi 2 olan ve 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (H) işaretli cetvelde yurtiçi gündeliği 35,24 TL olarak belirlenen bir memurun yurtiçinde memuriyet mahalli dışında bir yere 1/4/2016 tarihinden itibaren 200 gün süre ile geçici görevle gönderilmesi halinde söz konusu personele 6245 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin (d) fıkrasına göre ödenecek konaklama gideri aşağıda belirtildiği şekilde hesaplanacaktır.
 
-Görevlendirmenin ilk 10 günü için gündeliğinin %50 artırımlı miktarı olan 52,86 TL,
 
52,86 x 10 = 528,60 TL
 
-Takip eden 80 gün için gündeliğinin %50’si olan 17,62 TL,
 
17,62 x 80 = 1.409,60 TL
 
-Müteakip 90 gün için de gündeliğinin 2/3’ünün %40’ı olan 9,39 TL,
 
9,39 x 90 = 845,10 TL
 
olmak üzere toplam olarak 2.783,30 TL tutarında konaklama gideri ödenmesi gerekmektedir.
 
 1/4/2016 tarihinden sonraki işlemlerin yukarıda belirtildiği üzere 2016 Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (H) işaretli cetvelin dipnotundaki yer alan hükme göre yapılması gerekmektedir.
 
Tebliğ, ayrıca geçici görevle görevlendirilen memurların, bu görevle bağlantılı olarak ve görev süresi ile ilgili olarak konut kiralamalarını da aşağıdaki şekilde düzenlemiştir.
 
5.     KONUT KİRALAMALARI
 
MADDE 5 – (1) Anayasa Mahkemesinin 25/11/2015 tarihli ve Esas No: 2015/13, Karar No: 2015/108 sayılı Kararı ile 6245 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin (d) fıkrasında yer alan konaklama giderinin ödenmesine ilişkin 10 günlük süre sınırlamasının kaldırıldığı hususu dikkate alındığında, yurt içinde memuriyet mahalli dışında bir yere geçici görevle gönderilenlerin, geçici görevle gönderildikleri yerlerde yatacak yer sağlamak üzere özel şahıslardan kiraladıkları evler ile pansiyonlara (ticari işletmelere dahil olanlar hariç) ödedikleri ücretler, kira sözleşmesi ile birlikte 31/12/2005 tarihli ve 26040 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliğinde belirtilen şekil ve esaslara göre düzenlenecek “harcama pusulası” ve ödemeye ilişkin “banka makbuzu” ile belgelendirmeleri halinde, aşağıda belirtilen koşullara da uymak şartıyla, 6245 sayılı Harcırah Kanunu ve 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (H) işaretli cetvelin I. maddesinin dipnotunda belirtilen esas ve miktar dikkate alınarak ödenecektir.
 
(2) Harcama pusulaları ve banka makbuzları (dekont) aylık dönemler itibarıyla düzenlenecektir.
 
(3) Ortak kiralamalarda harcama pusulaları ve banka makbuzları geçici görevle gönderilenler için ayrı ayrı kendi ödedikleri tutarlar üzerinden düzenlenecektir.
 
(4) Konaklama yerinden yararlanan geçici görevle gönderilenlerin sayısının birden fazla olması halinde tümünün ismi ve unvanı sözleşmede ayrı ayrı yer alacaktır. Kira sözleşmesi konuttan yararlananların sayısı kadar düzenlenebilecek veya düzenlenen kira sözleşmesi geçici olarak görevlendirilen kişi sayısı kadar çoğaltılıp tasdik edilmek suretiyle ibraz edilecektir.
 
(5) Kira sözleşmelerinde kiranın başladığı tarih ile kira bitim tarihinin yanı sıra kiralama süresi gün olarak da belirtilecektir. İlgili kişinin görevlendirilen yerde ikamet ettiği günler dikkate alınarak ödeme yapılacaktır.
 
(6) Kira sözleşmelerinin asılları ilk yolluk bildirimine eklenecektir. Kalınan sürede birden fazla yolluk bildirimi düzenlendiği takdirde sonraki bildirimlere kira sözleşmelerinin tasdik edilmiş fotokopileri eklenecektir.
 
Yürürlük
 
MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ hükümleri 1/4/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
 
Yürütme
 
MADDE 7 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.
    
 6. ŞU ANDAKİ ANLAYIŞ VE UYGULAMAYA GÖRE HARCIRAH
  
*Harcırah uygulaması “yeme ve yatma” giderleri için olup harcırah uygulamasından yararlanmayıp harcama belgelerine göre gider yazma uygulaması da seçilebilmektedir. Her ikisi de aynı anda uygulanırsa yani; “seyahat edene yeme ve yatma” giderlerine karşılık olmak üzere harcırah verilir ve seyahat edenin getirdiği “yeme ve yatma” ile ilgili belgeler gider yazılırsa verilen harcırahın tamamı brütleştirilerek gelir vergisine tabi tutulur.
 
+*Verilen harcırah tutarından aynı aylık seviyesindeki devlet memurlarına verilen gündelikleri veya devletçe verilen en yüksek gündelik miktarını aşan kısım brüte dönüştürülerek vergiye tabi tutulması gerekir.
 
*Seyahat edenin “yeme ve yatma” gideri dışındaki giderleri harcama belgelerine göre gider yazılır.
 
*Seyahat harcamalarının işle ilgili olmasını ve harcırahlardan oranında damga vergisi kesintisi olduğunu da hatırlatmış olalım.
                                  
8.     SON DÜZENLEMELERE GÖRE HARCIRAH KANUNU UYGULAMASI NASIL OLMALIDIR?
 
Yukarıda gerek gelir vergisi kanunu, gerek harcırah kanunu ve gerekse 40 sayılı harcırah kanunu genel tebliğini ele alarak uygulamanın nasıl olması gerektiği konusunda maddeleri gösterdik. Şimdi uygulama nasıl olacak? Kendi düşüncelerimizi açıklayalım.
Son düzenlemeden sonra:
a.      Harcırah uygulamasında
Önce geçici görevle yurt içi veya yurt dışına gönderilecek kimselere verilecek gündelikler tesbit edilecektir.
b.      Geçici görevle başka bir yere gönderilenlere gündelik ödendiği sürece konaklama giderinin ödenmesi gerekmekte olup, gündelik ödenmeyen günler için konaklama giderinin de ödenmesine imkan bulunmamaktadır.
c.       Bana göre, 6245 sayılı harcırah kanununun (b) fıkrasına göre gündelik ödenenler hariç) diğer memurlara, DOLAYISIYLA DA ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞANLARA DA yurt içinde yatacak yer temini için ödedikleri ücretleri belgelendirenlere, belge bedelini aşmamak üzere gündeliklerinin tamamına kadar olan kısmı ayrıca ödenir.
d.      2016 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNUNUN H CETVELİ her kadro için vergiden istisna tutulan iç ve dış yevmiyeleri belirlemiştir.
 
SONUÇ:
 
193 sayılı Gelir vergisi Kanunu, 6245 sayılı Harcırah Kanunu, 40 sayılı Harcırah kanunu genel tebliği ve anayasa göz önüne alındığında, eşitlik prensibi gereği özel sektördeki personelin harcırahlarının belirlenen gündelik miktarının vergiden muaf olduğu gibi bir o kadar miktardaki konaklama giderlerinin de vergiden muaf olması gerektiği kanaatindeyim.
Bu konuda çalışmaların yapılması ve sorunun çözülmesi dileğiyle 

Cevdet Akçakoca


Devamını Oku…

5 Nisan 2016 Salı

İş Kazası ve Meslek Hastalıklarının Bildirimi Nasıl Olacaktır?

Soru: İş kazası ve meslek hastalıklarının bildiriminde dikkat edilecek noktalar nelerdir?

Cevap: 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 14.inci maddesi gereğince 01.01.2013 tarihinden itibaren iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili işveren tarafından aşağıdaki işlemlerin yapılması gerekir.

a) İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Hakkında Rapor Düzenlenmesi:
İşveren:

1. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutarak bunlara ait raporları düzenlemek zorundadır.

2. İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenlemek zorundadır.

b) İş Kazaları ve Meslek Hastalıkların Bildirilmesi:

1) İş kazaları kazadan sonraki üç iş günü içinde,

2) Meslek hastalıkları işverene bildirim tarihinden itibaren üç iş günü içinde,
Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmesi zorunludur.

01.01.2013 tarihinden itibaren iş kazaları ve meslek hastalıklarının Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerine bildirilmesine gerek yoktur.

Koray Ateş

Devamını Oku…